Kayan Yazı

Başrolünde Lee Min Ho ve yeni nesilin sevilen oyuncusu Ahn Hyo Seop'u bir araya getiren sinema filmi "Omniscient Reader's Viewpoint" 2024'te yayınlanacak

27 Ocak 2018 Cumartesi

Black Knight: The Man Who Guards Me (2017)

1/27/2018 12:09:00 ÖÖ 0 Comments


Tam adı Black Knight: The Man Who Guards Me olan seri Slovakya'da eski çağ görünümlü bir mekanda başlıyor. Gizemli adamımız Moon Soo-Ho varlıklı, el attığı her işi kotaran biridir ve o sırada şehirde şarap üretimiyle uğraşmaktadır. Jung Hae-Ra ise Seul'de bir seyahat firmasında çalışmaktadır. Sırtından geçinmeyi birincil önceliği edinmiş teyzesiyle birlikte kalmaktadır. Bir gün tuhaf biçimde şans eseri gençliğinde ailesiyle gittiği eski terziye yolu düşer. Sahibi olan kadını da hatırlarken gördükleri karşısında şaşkına uğrar. Çünkü aradan geçen yıllara karşın kadına zaman değmemiş gibidir. Üstelik yıllar önce siperiş verdikleri şık paltoyu tam da ona uygun biçimde dikmiştir ve kadın O'na vereceğini söyler. Kaliteli kumaştan ve son derece güzel bir el işçişiğyle dikilmiş kıyafet üzerinde mükemmel biçimde durur. 
 
 
Patronunun isteğiyle daha önce ülke dışına çıkmamış kızımız ünlü bir fotoğraçı ile görüşmek için yollara düşer. Daha önce tanışmadığı ve yüzünü de görmediği adamla buluşmak üzere kararlaştırılan mekana geldiğinde tarifteki gibi giyinmiş ve elinde fotoğraf makinesi olan Moon Soo-Ho'yu görür ve aradığı adam zanneder. Moon Soo-Ho ise bir süre önce ortak geçmişe sahip olduğu Jung Hae-Ra'yı karşısında bulmaktan memnundur ve kendisi hakkındaki gerçeği açıklamaz. İkili karşı konulmaz biçimde birbirlerinden etkilenmiş halde yollarını ayırdığında Jung Hae-Ra yalnış adamla görüştüğünü öğrenmekte gecikmez. Bir diğer tesadüf onları bir araya getirir. Şehrin tarihi havası adamı daha da gizemli kılmış gibidir. Jung Hae-Ra Kore'ye döndüğünde birkaç haftadır hayatındaki değişimi düşünür ve bunu aldığı paltonun şans getirdiğine yorar. Böylece bir kez daha Sharon terzisine gider. Nedendir bilinmez iş yerinin gizem yumağı sahibesi de ona şık kıyafetler vermeye gönüllüdür.


Bu dizinin fragmanlarını KBS World kanalında gördüğümde her ne kadar oyuncu Shin Se-Kyung'un rol tarzını sevmesem de izleme listeme almadan edemedim. Vampire Knight anime serisini fazlasıyla hatırlatan backround müzikleri ile başlangıçta gayet gizemli ve gotik bir havası vardı ki beni de çeken bu olmuştu. İzlemeye başladığımda ise sanki daha o ilk sahnelerde biraz Goblin vari giriş yapılmak istenmiş gibi gelmişti. Ancak bölümler ilerledikçe tüm o çekici hava kayboldu ve konu ne yazık ki vasat bir hale geldi. Birileri neden bu başrol kadın oyuncuyu seçmekte ısrar ediyor bilemiyorum. Tamam iyi hoş, mütevazi bir duruşu var. Sensory Couple hariç hangi dizisini izlediysem sevemedim bir türlü. Kim Rae-Won'u ise en son Doktors dizisinde izlemiştim. Aralarında kimya yakalayamadım. Seo Ji-Hye'nın karakteri bana daha ilginç ve çekici geldi. Wamp olmak kolay değil tabii:)  Moon Soo-Ho'nun geçirdiği değişim şimdi ne olacak ki dedirtiyor olsa da benim açımdan heyecanını kaybettiği için herhalde bitse de gitse modundaydım. Finali hiç umduğum gibi olmadı. Aslında sevdiğimi söyleyebilirim bile. Diğer türlü çok banal kaçacaktı zaten. Ve yine Goblin vari bir yazgı gördük. 


2017 fazlasıyla diziyi takip ettiğim yıl oldu diyebilirim ve gerçekten iyi hikayeler izledim. Ama şu ara  sıkılıyor ve son zamanlarda izlediğim hiçbir yapımdan bir tat alamıyorum. Herhalde hızlı bir dizi tüketicisi olma unsurunun etkisi büyüktür. Belkide biraz ara vermem gerek. 

16 Ocak 2018 Salı

Kore'de hayat nasıl?

1/16/2018 02:29:00 ÖÖ 0 Comments

Uzak doğu bizler için nedendir bilinmez sıcak kanlı ve güler yüzlü insanların diyarıdır. Çin için birşey diyemem ama Japon ya da Koreli olunca sempati duyarız. Belki de geçmişten gelen asya genlerimiz nedeniyle böyle hissediyoruzdur. Orta Asya devlet başkanlarından biri bizim o zamanki Cumhurbaşkanımız Demirel ile görüşürken şöyle demiş "Çekik gelip çakır gözlü döndünüz." Bu hikayeyi hatırlayınca gülümserim. Bizi uzak doğulara karşı sıcak hissetiren bir diğer nedense tarihsel boyutta düşmanlık yaşamamış olmamız olabilir. (Çin ile orta çağda süregelen bir mücadele dönemimiz var:) Genelde ilk ilişkiler dostlukla pekişmiş. İyiki de öyle olmuş. Baksanıza Avrupa ülkelerinin bizimle karın ağrısı bitmek bilmiyor.



Kore ve koreye dair edindiğimiz şeyler genelde dizilerle sınırlı olunca aklıma bizim dizilerimizde sunulan hikayeler ve abartılı hayatlar geldi. Bu yüzden az ya da çok gerçekte nasıllarmış diyerek ufak bir araştırma yaptım. İlk olarak onlarında yaşamı en az bizim kadar zor. Bölünmüş yarım adanın bir tarafına sıkışmış 51 milyon nüfuslu bir ülke. Peki başka?

1. Biraz tarihçe ile başlarsak Japon işgali dışında Kore genel olarak tarihi boyunca özgür kalmış bir millet denilebilir. Ancak özellikle üç krallık devrinde ya da Goryo döneminde Çin baskısı fazlasıyla kendini hissettirmiş. Benim çıkarımıma göre vassallık denilebilecek bir konumda olmuşlar. Çünkü bizim Hun tarihini hatırlayacak olursak Teoman'ın oğlu Mete Çin'e gönderilmişti ve orada uzun süre bir nevi esaret altında kalmıştı. Çin'in Hun ülkesini tehdiit unsuru olmaktan çıkarmak adına rehin tutma politikasını Kore tarihinde de görmek mümkün.

2. İşsizlik seviyesi  %10'nun üzerinde. Orada da zenginler paşa gibi yaşarken orta ve alt gelir düzeyi oldukça zorlu hayat şartlarıyla boğuşuyor. Eğer ülkenin başarılı birkaç üniversitesine girip mezun olamamışsanız iş bulmak da hayli zor. Kaldı ki orada da zorlu bir üniversite giriş sınavı süreci var. Öğrenciler okul sonrası bizde eskiden var olduğu üzere dersane-kurs mantığındaki yerlere akşam geç saatlere kadar devam ediyor. Ailelerin baskısı da bu yüzden çok fazla. Çünkü iş ve gelecek buradan başlıyor. Üniversiteler paralı ama harç kredisi benzeri bir ödeme alınabiliyor. Elbette daha sonra ödemek gerekiyor. Bizde de bir kaç yıl öncesine kadar vardı. Hatta bu açıdan bakıldığında yurdum öğrencisi çok şanslı. Ben harç kredisini geri ödeyen nesildenim.

3. Aile ilişkileri bizimkine pek çok açıdan benziyor. Büyüklere saygı önemli. Anne ve babalar çocuklarını yetiştirmek için ellerinden geleni yapıyor. Çocuk ebeveyn ilişkisinde yetişkin olunsa da aile içi saygı kavramı  devam ediyor. Çocuklar kafalarına göre Amerikan usulü yetişkin olunca başka eve falan çıkmıyor. Ev de bizim gibi ayakkabı ile gezmiyorlar, terlik kullanılıyor:) Evlilikler mantık üzerine gelişebilir. Görücü usulü tanışmalar bizdeki gibi yaygın ve garipsenmiyor. Her ne kadar kültürlerini dünyaya iyi pazarlasalar da günümüzde kendi içlerinde yozlaşma mevcut. Tabii daha çok genç nesilde yoğun biçimde görülüyor.

4. Oldukça materyalist bir yaşam biçimine ve bakış açısına sahipler. İnaç bağlamında Budizm ya da Hristiyanlık tercih ediliyor. Söz konusu Hristiyanlık değilse hayata bakışları da ilginç. Ölüp dirilmek gibi bir düşünceye sahipler. Belkide bu yüzden bu sefer şansım yaver gitmedi bir sonraki maça bakayım tarzında bir yaklaşıma sahipler. Ülkede intahar oranı da hayli yüksek. Sanırım dünyada ilk üçteler.

5. Sanbe-Hube İlişkisi: Korede kişiler arası ilişkilerde yaş önemli bir etken. Küçüğün büyüğe saygı duyması büyüğünde ağabeylik yapması bekleniyor. Eğer iş yerinde kıdemli yani deneyimli olansanız şanslısınız. Yalnız dizilere bakılırsa çömezlik pek de hoş bir süreç gibi gözükmüyor. ast Üst ilişkisinde şiddet unsuru rahatsız edici. Yani patron hoşuna gitmeyince astına kafa göz dalabiliyor. (Sadece filmlerine, dizilere özel bir durum olduğunu sanmıyorum.)
 
6. İçkinin içilmediği bir dizi görmedim. Sanırım Almanlar gibi su yerine soju tüketiyorlar. Bu kadar teşvik edici olmaları da ilginç. Sonuçta sağlığı bozduğu da aşikar. Aynı şey yeme kültüründe de kendini gösteriyor. Korece hocam savaş dönemi halkın çok fazla açlık çektiğini anlatmıştı. Bu bir etken olabilir tabii ama programların hemen hemen hepsinde bir yemek yeme saplantısı var. Etlerin en makbülü inek eti ama galiba pahalı. Domuz eti de aynı ölçüde sofrada yer bulabiliyor. Tabii yedikleri şeyler bazen bizim yemek kültürümüzü aşıyor. Canlı yenen deniz ürünleri falan ayrı bir olay. Bu nedenle öldüklerini de durmuştum. Ayrıca türlü bakteriler içerdikleri için tehlikeli olduklarını da biliyorum. Ancak neden böyle bir tercihte ısrarcılar anlayabilmiş de değilim. (Altta kore mutfağinda yer alan yer üç yemeği (Ddukbokki, kimçi, hobakjeon (kabak kızartma)) şehrimde yapılan etkinlikler sırasında yeme imkanı buldum. Ddukbokki beklentimi karşılamadı. Makarna türünde olacağını sanmıştım:) Sanırım yanıldım:) Sadece en sonuncusunu sevebildim.) Ramen yemeği isterim. bir de kara erişte:) Bana makarna ve türleri olsun yeter zaten

                           
7. Konu makyaj olunca şahsen makyaj yapma taraftarı biri değilim. Ailemin de bu yönde teşviki olmamıştır. İyiki de olmamış. Yaşıtlarımla kıyaslandığımda onlar 45'lik bayanlar gibi gösteriyorken benim böyle bir sıkıntım yok. Sadece eğer beyaz saçlara çözüm bulabilseydim daha da iyi olurdu. Konu ticaret olunca Kore sınır tanımıyor. Özellikle kozmetik sektörü almış  başını gitmiş. Bir diğer teşvik de estetik ameliyatlar. Ailelerin bile çocuklarını bunu yapmaları zorladıklarını duymuştum ki bu beni çok şaşırttı. Erkeklerin de kadınlar kadar makyaj yapmasından çok hoşlandığımı söyleyemeyeceğim. Özellikle Kpop yıldızları ve oyuncuların hali ortada. Bu kadar doğallık dışına çıkmak göze de hitap etmyor bir süre sonra. Zaten o rengarenk saçlara alışabilmem bile pek kolay olmadı:)
 
 

Türkiye'den izleyebileceğimiz Kore Tv kanalları ve yayınladıkları bazı programlar (Güncellendi Ocak 2023)

1/16/2018 02:15:00 ÖÖ 8 Comments
Daha önce uyduda Kore kanalları olduğunu duymuştum. Evde yabancı müzik, ingilizce dizi, haber vs izlemek için zaten uzun zamandır televizyonumda Türksat hariç Hotbird tanımlı 2. bir çanak antenim vardı. Ancak Tv'm smart gibi ince olsa da Hd kanalları açmıyordu. Sözünü ettiğim bu iki kanal ise HD yayın yaptığı için kanal listesinde çıksalarda ses ya da görüntü yoktu yani. Ben de Türkiye'de kanalların izlenmediğini zannediyordum. Suç Smart zannettiğim Tv'mdeyiş meğerse:) Akrabamı ziyarete İzmir'e gittiğimde KBS World kanalının izlenebilir olduğunu fark ettim. Sonra şans eseri uydu cihazı ve tv lerden biri bozuldu. Böylece dahili uydulu akıllı Tv alabilme imkanım oldu. Tv kurulumu sonrası otomatik kanal araması yaptım ve kanallar çıktı zaten.
 
Şimdi dizilerden sıkılınca başka arayışlara giren benim gibiler için iki önerim var.
 

1. Türksat Kablo Tv: Arirang ve Kbs World Türksat Kablo Tv'de var. (Tabii kablo tv ücretli)
 

 
 
 2. Çanak anten + Hd yayınları açabilen Uydu alıcısı cihaz ya da dahili uydu alıcılı akıllı Tv

 AYNI KANALLAR UYDUDA YER ALIYOR / ÇANAK ANTENLE ÜCRETSİZ İZLENEBİLİR

Yukarda da belirttiğim gibi bu kanalları paralı kablo tv olmaksızın ücretsiz izlemeniz mümkün. Bir de orta derece İngilizceniz varsa tamamdır:) Bu iki kanaldan KBS WORLD  Korece yayın yapıyor ama İngilizce altyazı oluyor. Arirang'sa İngilizce. Korece konuşulan yayınlara yine İngilizce altyazı desteği sunuluyor. Tabii önce onları izleyebilmek için bir çanak anten gerek. Sonra HD uydu alıcısı cihaza ya da dahili uydu alıcılı Hd yayın yapan akıllı tv'ye ihtiyacınız olacak. Çanak anteniniz Hotbird uydusuna ayarlanmış olmalı. Yayın akışını nette takip edecekseniz ülkelerimiz arasında tam 6 saatlik zaman farkı var unutmayın:) Onların saati bizden ileri. Yani bizde saat öğleden sonra 14:00 ise onların 6 saat ileri (Saat aynı gününü akşamı 20:00 demek) Ayrıca Yaz Saati-Kış Saati Uygulmasında bu fark kışın 7 saat olabiliyor.
 
Hatırlatma: Bazen Uydu adreslerini güncellemek gerekebilir. Yani Hotbird'de kanal kaybolabilir. Çünkü yeni bir adrese tanımlanmıştır. Genelde otomatik tarama ile yenisine de ulaşabilirsiniz ancak bazen frekans bilgileri tv'nizin güncel olup olmamasına göre yer almayabilir. O nedenle bu bilgileri siz girip arama yapabilirsiniz.
 
Arirang Tv:
 
Satellite :  Hotbird 13E (Avrupa 1)
Frequency : 11623Mhz ya da 12596
Symbol rate : 27500
FEC : 3/4
Polarization : Vertical / V
V-PID : 225
A-PID(1/2) : 245
A-PID(3/4) : -
Band : Ku-Band
Standard : PAL

Bu kanal genel olarak dünyaya yayın yapan kültürel bir kanal. Bir dönem hafta sonu dizi yayınlandığını da anımsıyorum ancak şu an böyle bir durum yok. İlgi çekici programlar olabiliyor. Tabii İngilizce bilmeniz gerekiyor.

ShowBiz Korea:Pandemi sonrası artık yayınlanmıyor.
 
Yayın Saati:  Her akşam saat 21:00'da
Sunucular : Jasper Cho (İzlediyseniz Descendent Of Sun'dan hatırlarsınız) ve Lina Kwon (Lisa Kwon kaldı ve partneri değişti daha sonra)

İçerik: Kore dizileri filmleri ve ünlüler hakkında bilgi veren bir magazin programı. Şahssen her akşam izleyen biri olarak bu pogramı zevkle takip edenlerdenim. İngilizce geliştirmek için de önerebilirim çünkü sunucuların İngilizcesi gayet anlaşılır ve kolay bir seviye.

Pops In Seoul:
 
Yayın Saati:  Her akşam saat 21:30'da
Sunucu :?
 
Yarım saatlik bir Kpop programı. Klipler yayınlanıyor ve haftanın bir günü de yeni çıkış yapan ya da albüm çıkaran vokaller ya da gruplar programa konuk olarak katılıyor. Ancak sunucu seçimi konusunda başarılı değiller. Birkaç gün önce denk geldiğimde bu kez iki kadın sunucu vardı. Biraz da böyle şansımızı deneyelim dediler sanırım. İlla bir kpop şarkıcısı olmak zorunda mı? Bence kesinlikle değil. 
 
I'm Live: 
Yayın Saati:  Haftada bir yayınlanıyor.
Sunucu :?
 
Bir Kpop yıldızının kulüp gibi bir ortamda verdiği konser kaydı. Ünlü bazı isimlere denk geldim. Özellikle canlı performansları dinlemeyi seviyorsanız tam sizlik.

Simply Kop 
 
Bir diğer Kpop müzik programı. Bu kez sevdiğimiz şarkıcıları ve grupları sahne performansları eşliğinde izlemek mümkün. Ne yazık ki şarkılar esnasında seyirci kitlesinin attığı çığlıklar yüzünden programdan soğudum ve bir süredir takip etmiyorum.


 
KBS WORLD:
 
Arama Seçeneği 1:
 
Orbital Location:       Hotbird/13B
Frequency Band: Ku-Band
 Frequency (SR): 11642.00
Polarization: Horizontal
SR
27500

FEC: 3/4
Area: Europe                         
 
Arama Seçeneği 2: 
 
 
Arama Seçeneği 3:
 
 
Bizde TRT 1 ne ise Kore'de de KBS benzer bir pozisyonda sanırım. KBS World'de yayın grubunun dünyaya yayın yapan kanalı. Programlar İngilizce alt yazı ile sunulmakta ve KBS ve KBS2'den diziler ve çeşitli programlar seçilip yayınlanmakta. Bu kanalı keşfettikten sonra yukarıda bahsettiğim iki program dışında Arirang'a pek uğramaz olduğumu belirtmem gerek. Ancak programlar pek de iyi değil. Özellikle hemen hemen hepsinde görünen yemek takıntısı beni iyice sıkıyor. Ağız dolusu tıkınmak ve bir de bunu ekrana taşımak nedir? Herhalde arada denk geldiğim dizi ve müzik programları olmasa izlemeyi bırakırdım. Bizdeki kış saati ve yaz saati sona erdiğinden beri 6 saatlik zaman dilimi farkı programları izlemeyi bazen zorlaştırıyor. Diziler geç saate ya da tamamen uyumsuz gece saatlerine denk geliyor çoğu zaman. Hafta sonu bazı tekrarları yakalamak da mümkün. Gelelim yayındaki bazı programlara:

Weekly Entertaintment : Yeniden yayından kaldırıldı
Yayın Saati:  Her pazartesi akşamı saat 22:10'da ya da 23:10’da (16:10'da da var aynı yayın)

Bir saat boyunca devam eden ve çeşitli bölümlerden oluşan bir magazin programıdır. Kanal genelde sunduğu dizileri çevresindeki oyuncularla röportaj yapıyor. İçerikteki Guerilla Date'ı zevkle izliyorum mesela. Bir ünlüyü Seul sokaklarında sevenleriyle bir araya getiriyorlar. Bir dolu kalabalık eşliğinde röportaja başlayıp ilerleyen dakikalarda bir kaçına söz hakkı veriyorlar. Bunun dışında elbette ünlülerin özel yaşamına, evlilik ve birliktelik haberlerine ya da kimi zaman yaşanan skandallara da değiniliyor. Ben Kore magazinini buradan takip ediyorum diyebilirim.

Immortal Songs 2
Benim favori programım. Ailee, Gummy, KCM, Kim Feel, Ben, SG WannaBe gibi güçlü yorumcuları bir araya getiren ve her hafta bir üstadın şarkılarının söylendiği ya da bestelediği şarkıları başarılı bir şekilde yorumlarken yarıştıran müzik programı. Şarkılar esnasında Korece şarkı sözleri de veriliyor. Korece öğreniyorsanız okumanızı geliştirebilirsiniz.
 
You Heeyul's Sketchbook:
Bu program en sevdiklerimden. Kendisi de müzik sektöründen gelen sunucunun davet ettiği birçok ünlü isim sahnede canlı performans sergiliyor. Öyle bağırıp çağıran tuhaf bir seyirci kitlesi de yok neyse ki. Zaten pandemiyle birlikte seyirci de olmuyor bir süredir.

Music Bank
Kpop İdollerini sahne performanslarıyla sunan cuma akşamlarının programıdır. Kore Top 20 listesi de verilir.

Return of Superman
Babalar ve çocukları olarak betimleyebileceğim programı ilk zamanlar sık sık takip ederdim. Toplam iki ya da üç ailenin günlük yaşamı gizlenmiş kameralar eşliğinde sunuluyor. Ancak artık hele bu yıl iyice sıkıcı buluyorum. Bir Koreli ile evli ve belli ki Kore'de sevilen bir yüz olan Sam ve oğulları William ile Bently'i hiç sevmedim örneğin. Neden şöyle daha popüler Koreli oyuncu çiftleri vs göremiyoruz ki? Artık izlemiyorum.

Salı Çarşamba / Perşembe Cuma ve Hafta Sonu Dizileri:
Bu kuşakta KBS'in yayınladığı diziler var. Yalnız izlediğiniz yapımın türüne göre biraz üst İngilizce seviyesi gerekebilir. Örneğin içinde geçen mesleki kelime ya da cümleler nedeniyle tıp dizilerini çok  izleyememiştim. Bir de Kbs'nin diğer kanallarında verilen kimi güncel diziler artık nedense yayınlanmıyor.
 
Moonshine, King of Tears, Dali & Cocky Prince, Queen Of Seven Days, Hwarang, Witch At Court, Mad Dog, Jugglers, Black Knight ve My Golden Life gibi yapımları burada takip etmiştim. Elbette İngilizce altyazılı sunuluyor. Yine hafta içi pazartesi, salı, çarşamba, perşembe 18:20-19:20 arası daha önce prime time'da yayınlanmış ve yüksel izlenme oranları elde etmiş diziler ekrana geliyor. Good Doctor, House of Bluebird, Descendent of Sun, Love Rain, Gunman İn Joseon, Irıs gibi izlemediğim bazı yapımları burada takip etme imkanım olmuştu.