Kayan Yazı

Başrolünde Lee Min Ho ve yeni nesilin sevilen oyuncusu Ahn Hyo Seop'u bir araya getiren sinema filmi "Omniscient Reader's Viewpoint" 2024'te yayınlanacak

13 Eylül 2023 Çarşamba

Arthdal Chronicles (2019) & Arthdal Chronicles 2: The Sword of Aramun (2023)

9/13/2023 01:45:00 ÖÖ 0 Comments



Bölüm Sayısı: 18 / Süre: 1.Saat 20 Dakika

1. Kısım: Kehanetin Çocukları, 2. Kısım: Gökyüzü Tersine Döndü, Yükselen Ülke

3. Kısım: Arth, Tüm Efsanelerin Başlangıcı.

Yayın Kanalı: tvN
Dikkat: Aşağıdaki yazı dizi hakkında ayrıntılar içerir.

Arthdal Chronicle, tvN kablolu tv kanalının büyük beklentilerle ekranlarına taşıdığı yüksek bütçeli Kore yapımı dizidir. Pandemi süreci ikinci sezon için üç yıl beklenmesine neden olmuştur. Konusu bir toplumun ülke haline gelmek için küllerinden doğuşunu ve bu uğurda verilen mücadelenin karanlık yanını anlatılıyor. Başroller ise şu şekilde: Eun Seom rolünde Song Joong Ki, Ta Gon rolünde Jang Dong-Gun, Tanya rolünde Kim Ji-Won yer alıyor. Song Joong-Ki ve Kim Ji-Won daha önce Descendant Of The Sun dizininde birlikte çalışmışlardı. 
 
NOT: Bizde Hunlar'dan itibaren Türk toplumlarındaki efsanelerle süregelen birçok destanı düşününce benzerleri de Kore tarihinde yer alıyor herhalde. Asadal ülkesine dair izlediğim ilk hikaye bu değil. Legend: The Story Of The First King's Four Gods isimli dizide de duymuştum. Gelelim konusuna:
 
 
Antik Çağda, Arthdal (Asadal / Aşdal) diyarında yaşayan ölümlüler (Sarang), çeşitli güçlere sahip kendine has dili ile Nweantal halkı ve bu ikisininden doğan melez İgutu toplum yaşamaktadır. Elbette güce en fazla açlık duyan insanların oluşturduğu kabile reisleri artık yeterli gelmeyen topraklarında açlıktan ölenleri kurtarmak adına daha fazlasını arzular ve Nweantal halkının liderine birleşmeyi teklif ederler. Ancak adam her anlamda onlardan üstünken bunu kabul etmeyecek kadar kibirlidir de. Görüşmeler sonuçsuz kalınca her şey bitti diye düşünürlerken Saenyeok kabilesi liderleri  Sanung'un oğlu Ta Gon şeytani bir plan yapar. İkinci görüşme için gönderilecek hediyelerde bulunan bir şey yalnızca Nweantal'ları etkileyen bir çeşit hastalığa neden olmaktadır. Görüşmede çevirmenlik yapan Asa Hon bu kirli oyunda kurban edilir. Böylece tehdit unsuru sayılan ve güçsüz düşen Nweantal halkı ölümcül virüsün pençesinde kıvranırken havadan yağdırılan alevlendirilmiş okların ateşinde yok olmanın eşiğine getirilir. Genç kadın kandırılıp kullanıldığını anladığında kendisi de yayılan etki nedeniyle kan kusan Ragaz pençeleri eşlikçisi adamın kalbini söktüğünde sıradakinin kendisi olacağının farkındadır. Ateş yağmuru devam ederken yaşananlar için gözyaşlarıyla özür dileyip hayatta kalmış görünen iki bebeği kurtarmaları gerektiğini söylediğinde adam yaşananlarla bir ilgisi olmadığını fark eder.
 
Nweantal'lı Ragaz
 
Bir kaç yıl sonra Asa Hon kehanet habercisi bir rüya ile pençeleşip uyanır. Azure Yıldızının parladığı gece doğum yaptığında bir laneti başlatmıştır. Bir süredir ne bir Nweantal'lı ne de Igutu olmadığı halde rüya gören genç kadın Hanımeli Çiçeğini ve kemikten şekillendirilmiş Rüzgarın çekicini elinde tutan, belli belirsiz çocuk görünümlü tanrı Aramun'la konuşur. Hayata getirdikleri dünyayı karanlığa götürecektir ve herkesin iyiliği için ona verilmelidir, yani ölmelidirler. Ancak kadın bu isteği reddeder. Bunun üzerine aynı ses ruhu alınacak olanın kocası Ragaz olacağını söyler. Korkuyla uyanır ve döşeğin boş olduğunu görünce paniğe kapılır. Dışarıda hayatını kurtardıkları iki çocuktan biri Roddib bebeği sallamaktadır. Uzaklarda diğer oğlu ile hasta olan için ilaç arayışına giren Ragaz'sa dönüş yolunda Arth savaşçılarıyla karşılaşır. Kanlı mücadele sayıca insan üstünlüğü ve Ta gon 'un geriden boynu heden alan oku sayesinde Ragaz'ı durduran hemle olur. Kılıç darbelerine karşı yapacak bir şeyi olmaz. Ta Gon ve beraberindeki savaşçılar kimsenin sağ kalmaması için ormanı taramaya koyulur. Arayışları sürerken gruplara ayrılırlar. İki kişi ile aramalara devam ederken Tagon Ragaz'ın savaşmak için çalıların arasına gizlediği Igutu bir bebek bulur ve buna şahit olan iki kişiyi öldürdükten sonra bebekle Nweantal dilinde konuşur. Ormanın kuytu bir noktasında kucağında bir diğer bebeği tutan Asa Hon gördükleri karşısında dehşete düşer. Bu süreçte kıyım devam etmekte hayatta kalan kişiler de birer ikişer avlanmaktadır. Arayışının sonunda Asa Hon kucağında bebeğiyle kocasının ağaca asılmış bedenine bakarken acı içindedir. Rüyasını yorumlar. Aramun'un isteğini reddetiği için kendisini lanetlendiğini düşünür.
 
Saenyeok Kabilesi'nden Genç Ta Gon (Lokum gibi bir yüzü var:))
Arthdal'da söylenegelen bir efsaneye göre bir çocuk doğacak ve ülkenin felaketine neden olacaktır. Asa Hon yaşadıklarından ve gördüğü rüyadan yola çıkarak sözü edilenin kendi çocuğu olduğunu düşünür. Ama bundan kimseye bahsetmez ve onu hayatta tutmaya karar verir. Kehanetten kaçabilmek için Arth'dan uzağa, Kara sarp Kayalıklar'ın ilerisindeki Iark'a, Aramun'un gücünün yetkin olmadığı topraklara gitmeye karar verir. Gözyaşı Diyarı'nı geçip Arth tanrılarının bile ulaşmayacağı bir yerde gözlerden uzak güvende olacaklarını düşünür. Ancak yolun sonundaki derin vadinin mağaralarından sıkışıp kalırlar. On yıl boyunca genç kadın güvenli diyara geçit olabilecek bir çıkış noktası arayıp durur. Neredeyse sürekli hasta olan annesinin çabasının farkında olan Eun Seom'da kendi denemelerini yapmaktadır. Nihayet aradıkları yolu bulunca koşup annesine müjdeyi verir. Bu arada Tag Gon ülkesinden uzakta son Nweantal ve Igutu kalıntılarını temizleyen muzaffer bir komutan olarak kadeh kaldırır. Hae Kabile şefnin kızı Taealha tam da şenlik sırasında onu ziyaret eder. Aralarındaki sırrı dillendirirler. On yıl önce ona bıraktığı, Saya adını verdikleri bebek yüzünden evlenmeden anne olduğu için yakınır. Ta Gon çocuğun kendisine baba diyerek yazdığı mektubu okur. Arth diyarında ise Hae ve Sanyeok kabile şefleri bir araya gelmiş ve artan toprak ihtiyacını besleyecek insan varlığı için Kar Sarp Kayalıkların ilerisindeki Iark Diyarına gözlerini dikmiştir. Onların doymak bilmeyen elde etme arzusunu birazda alayla izleyen Asa Ron ikisinin kendisini bu girişimlerin dışında tutma çabasından rahatsızdır. 
Hae Kabile Şefinin Kızı Taealha

Asa Hon ve oğlu Eun Seom bir kez daha yola düşerler. Gözyaşı diyarı tuzla kaplı çölümsü bir yerdir ve geçiş çok zordur. Yolun sonunda bir ormana girerler. Gücünün son damlasını burada tüketen kadın daha fazla ilerleyemez ve düşer. Annesinin halini gören çocuk şifalı bitki bulmak için koşuştururken kendileriyle aynı dili konuşan bir grup insan tarafından yolu kesilir. Wahan toplumunun lideri Yeolson, şaman kadın Choseol ve Yeol Sol'un kızı kendisi yaşlarındaki Tan-Ya adlı bir kızdan başka birkaç kişi daha vardır. Kalabalığın gelişiyle uyanan Asa Hon kızın üzerinde taşıdığı şeylerde rüyalarından izler fark edince dehşete kapılır. Oğlunun elinde tuttuğu hanımeli çiçeğini fark edince sanki bir yabancıymış gibi bakıp dahası suçlarcasına "Aramun, benimle oynadın öyle mi "der? Boynundaki kolyeyi çekip koparır ve avucuna bıraktıktan sonra -sırtındaki kabuk düştüğünde- o diyarı terk etmesini vasiyet edip ölür. Sözleri özellikle Kahin Şaman için her nedense rahatsız edici ve şüphe uyandırıcıdır. Yine de Wahan mensupları annesini yitiren çocuğa kucak açar. Ancak bütünüyle değil. Çünkü bir şekilde onlardan faklı olduğunu farkındadırlar. Kanının kırmızı değil mor akması, gece görüşünün farklı olması ya da şaman değilken rüya görebilmesi, zaman zaman tohum ekip tarım yapmak, hayvanların evcilleştirilebileceği, atın binek olarak kullanılabileceği gibi herkese uçuk gelen fikirler üretmesi onların kendisine karşı duyduğu güvensizliği arttırır. Oysa tüm benliği ile Wahan'ın bir parçası olmayı arzular. Özellikle gönlüne düşen Tanya için...
Saenyeok kabilesinden Sanung'un oğlu General Ta Gon
 
Günler aylara aylar yıllara evrilir. Yapılacak festivalde gerçekleştirilen ruh ayini için sergilemesi gereken dans ritüelini bir türlü öğrenemeyen Tan Ya bir sonraki Şaman olması için eğitilirken her geçen gün bunu başaramayacağına dair içinde şüpheler büyür. Üstelik Eunseom'un hapis tutulduğu ya da bazı kadınlardan bahsettiği o türlü çeşit rüyaları da bir türlü  göremez. İçten içe onu kıskanır. Kabileye özgü giyim ve yüz boyamalarını tamamlarlar. Eunseom kabileden uzakta bulduğu ata binme denemeleri yaparken saldırıya uğramış ölü ve yaralı kimselere denk gelir. Sonrasında ise atları üzerinde ortaya çıkan ve daha önce görmediği türde silahlar taşıyan insanların açık hedefi olur. Dış dünyadan kopuk yaşamlarının bir sonucu olarak gördükleri karşısında şaşkına döner. Diğer yandan yabacıların dost canlısı olmadığını anlamakta gecikmez. Kaçmayı başarır ve gördüklerini kabileye anlatıp kanıt olarak daha önce görmedikleri bir maddeden yapılmış gibi görünen kılıcı gösterir. Sözleri her zaman ki gibi çarpıtılır ya da inanılmaz. Özellikle içlerinden birkaçı her dediğini yalanlamak için adeta hazır beklemektedir. Kırda at binme denemelerini sürdürürken bunu başarırsa en azından halkının bir parça güvenini kazanabileceğini düşünür. 
Igıtı Eunseom

Ölümlülerin toprak genişletme arzusu meyvesini vermiş şimdilerde sadece kendi kabilesinin değil Arth toplumunun kahramanı haline gelen Ta Gon bir zamanlar Asa Hon ve oğlunun sıkışıp kaldığı Kara Sarp Kayalıkları adını verilen vadiye konuşlanmış haldedir. Nüfus artışı devam etmekte bu da yeni insan gücü arayışını gerekli kılmaktadır. Bu nedenle önlerine çıkan halkları katledip korku salarak bir bölümünü de esir etmektedirler. Wahan halkı ise şamanların buyruğunu takip eder. Bunun sonucunda da uzak bölgelerde demiri kullanıp silahlar üreten ya da kaleler inşa edip şehirler kurmaya başlayan toplumlardan uzakta ve tüm bu gelişmelerden habersiz yaşamayı seçince eninde sonunda kendilerini büyük bir tehlikenin içinde savunmasız halde bulmaları kaçınılmazdır. Köy ansızın Arth birliklerinin saldırısına uğrar. Yetişkinler birer ilişler avlanırken çocuklar ya kılıçtan geçirilir ya da hayatta kalmaları ümidiyle onları sakladıkları ev ateşe verilerek katledilir. (Bu Arth insanlarının kendileri dışındaki toplumlara karşı böylesi zalimlik göstermesini anlayabilmiş değilim. Üstelik bunlar kendi dillerini konuşan insanlar.)

Eun Seom köye döndüğünde geride kalan katliam izleri karşısında dehşete düşer. Kabilenin peşinden gider. Wahanlılar onun yapacağını söylediği gibi at sırtında ortaya çıkışı karşısında önce büyük bir şaşkınlık sonrasında kurtulma sevinci yaşar. Ancak kalabalığa karşı bir kişiyken başarılı olma şansı yoktur. Kaçıp uzaklaşmak zorundadır. Daekan güçlerinin lideri Mubaek önderliğinde bir grup peşine düşer. Atı ve binicisini takip ederken hissetiği yegane şey yabancı ve atının efsanelerde geçen Aramun ve atı olup olamayacağıdır. Kovalamaca onu Tanya ve Şaman'ın dans ritüelini yaptığı sunağa götürür ve hiç ummadığı türde bir totem keşfeder. Bu arada Wahan halkı Kara Sarp Kayalıklara götürülmüştür. Yıllarca kendilerini toplumlardan soyutladıkları için medeniyetin gerisinde kaldıklarını ancak gördüklerini anlamlandırmaya çalışırken farkına varırlar. Kana susamış Mugwang için köyde gerçekleştirdiği katliam kan zevkini doyurmamış gibidir. Wahanlılara eziyeti sürdürür. Yapılanlara daha fazla seyirci kalamayan Tan Ya beklenen varis gibi davranır ve köyün annesi olarak adamı ve askerleri hedef alarak onları lanetlediğini söyler. Adamlar ister istemez kızın sözleri karşısında tırsarlar. Köydeki ilk saldırıda yaralanan Şaman Choseol kabile efsanesinde anlatılan Beyaz kaplan siluetinin genç kızın gerisinden süzüldüğünü görür. Ölmeden hemen önce bir desen çizip buna sahip toplumu ve totemi izlemesini vasiyet eder. To Gol geri dönüş için hazırlık yapılmasını emreder. Böylece önce onlar ardından Eun Seom Arth şehrine ilk kez ayak basar. Wahanları ve Tan Ya'yı kurtarabilmesinin tek yolunun bu işin başındaki kişiyi rehin almaktan geçtiğini düşünerek bir dizi plan yapar.


Şehre dönen Tagon yetkisi dahilinde olmayan Ollimsani'i yaptığı için mahkemeye çıkarılacağını öğrenir. Halk bir kahraman olarak gördüğü adama yapılan muameleden hoşnut değildir ve kalabalıklardan itiraz sesleri yükselirken babası O'nun kendini aşan gücünde rahatsızdır. Öte yandan çıkarları gereği Asa Ron yaptıkları gizli görüşme sonrası Tagon'un önerisiyle mahkemede onun mistik güçlere sahip bir kişilik olduğunu, bu nitelikleri ile Ollimsani yapma hakkına da sahip olduğunu ilan eder. Dahası mahkemeye getirilen bir tanığın şahitliği doğrultusunda söz konusu bu şikayet bizzat Sanung Niruha babası tarafından yapılmıştır. Elbette adam suçlamaları kabul etmez. Mahkemeye silahla katılımları ve Asa Ron üyelerini kılıçlarını doğrultmaları iki taraf arasında gerginlik sonrası çatışma çıkmasına neden olur. Kan dökülür. Sanung Niruha yanındakilerle salonu terk eder. Ancak yolları Ta Gon askerleri tarafından kesilir. Taraflar birbirlerine saldırırken Wahan savaşçısı gibi yüzünü boyayan Eum Seom adamın adını haykırarak çatışmaya doğru at sürer. Kendisi için tek kaçış gibi algılar ve uzattığı eli tutup atına biner. Oysa Onun tarafından rehin alınmıştır.
 

Herkes bir anda ortaya çıkan yabancının kimliğini tartışadursun haberler Asa Ron ve Ta Gon'a ulaşır. Rehinesinin boğazına bıçak dayayan Eum Seom Wahan halkının karşılığında şefi serbest bırakacağını duyurur. Olay yerine ulaşan Ta Gon ise bir kez daha kalabalık tarafından alkışlanırken onunla silahsız görüşmeye gönüllü olur. Ancak yüz yüze geldiklerinde Eum Seom adamın öyle olmadığını fark eder. Bu arada öncesinde lider Sanung oğlunun zaten ölmesini istediğini sonuçta bundan onun sorumlu tulacağını söylemiştir. Sonrasında boynundaki kolyeden onun kim olduğunu fark edip annesi Asa Hon'a kabilesinin borçlu olduğunu, sağ çıkmasını sağlarsa onu ve kabilesini koruyacağını vadetmiştir. Karşılığında oğlu tarafından ihanete uğradığını ve bu Wahanlı savaşçı tarafından kurtarıldığını beyan edecektir. Baba-oğul arasında zaman zaman anlayamadığı yerlere varan uzun bir konuşma olur. Ta Gon ikna için söylediği onca söze rağmen işlerin kendi istediği yönde ilerlemediğini ve babasını ikna etmeyi başaramadığını fark edince ani bir kararla boğazını keser... Halihazırda elinde bunun için suçlayabileceği bir Wahanlı vardır.
Wahan'lı Tanya

Dizide geçen bazı terimler ve anlamları:
 
Aramun Haessula: Arth mensubu ölümlü halkların tanrılarındandır. Ölüm ve birliği temsil eder. Ayrıca Üç nesne (ayna, kılıç, ?) ve Kanmureu (yeryüzündeki en hızlı at) ile ortaya çıkacak ve Arthdal ülkesini tek çatı altında birleştirip ülke kuracağına inanılan efsanevi kişiliktir. (Kişilerin hakimiyetlerini meşrulaştırma adına kendilerini kutsallaştırması durumu söz konusu.) Sözü geçen diğer tanrılar: Airuju, Adalet Tanrısı İnainshingi, Cennet Gölü Tanrıçası İsodulyong, Daraburu.)
 
İnaishingi: Aramun'a karşı kabileleri birleştirip ona meydan okuyacağı söylenen bir başka efsanevi kişilik. Ayrıca tıpkı Aramun gibi tanrı.
 
Sarang: Ölümlü toplumlara verilen addır. (Korece İnsan anlamına gelir.) Sekiz kabiledir ve her kabileyi simgeleyen bir tanrı ya da tanrıça vardır. (Saenyeok - Daekon Kabilesi (Tanrıçası Daraburu, Lideri Sanung), Asa Sin / Beyaz Dağ Kabilesi (Tanrıçası: Cennet Gölü Tanrıçası İsodulyong, Lideri Asa Ron) Hae Kabilesi (Mihol ve Kızı Taealha), Ago Kabilesi (Tanrısı: İnaishingi), Momo Kabilesi (Lideri:Xaraba) gibi kabileler bu gruba mensuptur. Ayrıca Ago kabilesi gibi kimi kabilelerin Myossi, Taessi gibi farklı adlarda alt kolları da vardır.
 
Nweantal: Dudakları, gözleri hatta kanları da mavi akan, insanların aksine rüya görebilen olağanüstü fiziksel güce ve gece görü yeteneklerine sahip bir ırk.
 
Igıtı / Igutu: İnsanlar ve Nweantal'ların birlikteliğinden doğan melezler için kullanılır.
 
Bachidoore: Arthdal'da yapılanmış lonca teşkilatı türünde bir birlik.

Ollimsanis Yapmak: Ruhun doğumunda yaratıcıya yönlendirilmesi ya da ölüme yaklaşanlar için yapılan bir ayin. Ancak bunu yapma yetkisi sadece Beyaz Dağ Kabilesi (Tanrıçası İsodunyong, Lideri Asa Ron)'a ait. Diğerlerinin yetkisi yok. Yapması yasak ve suç kabul ediliyor.
 
Dujeumsaeng: Köle ya da kaçak mahkum.
 
Iarklı Olmak: Karanlık Sarp Kayalıklar'ın gerisinde yaşayan ve Arth halkı tarafından barbar olarak nitelenen kavimler.
 
Kanmoreu: Aramun'un bindiği söylenen efsanevi at. 
 
Atturad:  Nweantal'ların yaşadığı bölgenin adı.
 
Niruha: Arth diyarında kabile şeflerine ya da başkan konumundakilere verilen unvan.
 
Benetbeoth: Wahan diline göre ikiz olma durumu.
 
Daraburu Kehaneti: Ta Gon doğduğunda söylenen bir kehanet. Üç nesne ortaya çıkacak ve birliği bozup Arth'ı yıkıma götürecek.
Saya rolünde Song Joong Ki (İzlerken Ben: 😍)
EK NOTLAR:
 
- Nedenini pek bilemiyorum ama dizi ana vatanında nedense sevilmemiş. Hatta alay konusu olmuş. Belki tarihi gerçeklere çok uzak ve uyduruk falan gelmiştir.

- Dizi için ilk önce düşünülen isim Arthdal  / Asdal'dır. 
 
- Arthdal ​​Chronicles’in çekimleri 2018'de başlamış. Öncesinde çekimler için bir plato kurulmuş. Üretim maliyeti 40 milyar KRW’den fazla tutmuş. (veya yaklaşık 35,250,000 USD). (Kaynak)
 
 
Dizideki Absürt Şeyler
 
 
- Arth diyarında üst sınıf kıyafetleri: Bronz çağındalar. Demire geçiş aşamasındalar. Bu noktada tasarımları gayet hoş da ne Tanya'nın (özellikle tapınağa geldikten sonrakiler) ne de Taealha'nın kıyafetleri döneme ait durmuyor. Aynı şey Saya'nın giydiği kaftan tarzı giysiler için de geçerli. (Çooook yakışıyor ayrı:)

- Saya'nın çocukluğundan itibaren rüyalarını yorumlama yetisi. Birinin gözünden başka bir hayat yaşıyor. Tanya Eunseom adlı bir arkadaşından bahsediyor. Dahası rüyasında da illaki ona o adla hitap etmiştir. İnsanlar onu görünce tuhaf oluyorlar. Bahsi geçen kişi ile bir şekilde bir bağı olduğunu düşünemiyor mu?
 
Eunseom & Saya rolünde Song Joong Ki (İzlerken Ben: 😍)

Editör Yorumu:

- Açıkçası ben de bu yapımı iki kez izlemeyi başlayıp ilk bölümün ardından yarım bırakanlardanım. Bizdeki diziler gibi her bölümün 1 saat 20 dakika olmasından mıdır yoksa karışık geldiğinden midir nedir dönemsel işler izleme tercihlerimde üst sıralarda yer alsa da ilkçağ tarihini anlatan yapımları pek sevmediğimden bir bir türlü seyir modu yakalayamadım. Yeniden başlamamın sebebi 2. sezon değişen oyuncular. Lee Joon-Gi'nin yer aldığı her projeyi bir iki istisna hariç şu ana kadar beğenmiş olmam. Bu yüzden konuya hakim olabilmek adına izlemeyi deneyim dedim:) Bu kez kesinlikle fikrim değişti. Aslında izlenmeye değermiş. Keşke daha önce şans verseymişim. Bazen galiba doğru anı bulmak ve biraz odaklanmak gerekiyor.
 
- Hikayede Eum Seom ve İkizi Saya'ya hayat veren oyuncu Song Joong Ki'nin özellikle Saya hallerine bayıldım. İki ayrı kişiliği çok güzel yansıtmış. Uzun saç çok hoş gidiyor kendisine. Bakışları, bebeksi yüzü, dudakları vs son derecede etkileyici ve çekici. Açıkçası ikinci sezonda da role devam etmesini isterdim. Fiziksel olarak açık ara Lee Joon-Gi'den daha yakışıklı zaten. Acaba neden böyle bir durum yaşandı? Yukarıda belirttiğim gibi ülkesinde yapım  pek sevilmemiş hatta alay konusu olmuş. Kendisi bu nedenle mi istemedi devam etmeyi? Bilen varsa ve yanıtlarsa sevinirim.

Saya rolünde Song Joong Ki (İzlerken Ben: 😍)
 
- Asa Hon nasıl olup da Neanthal dilini öğrenmiş? Çevirmenlik yapıyor. Aynı şey karşı taraf için de geçerli. Ölümlülerle ilişkileri var gibi gözükmüyor.
 
- Ragaz gibi Neanthal'ler oldukça vahşi ve medeniyetten uzak yaşıyor görünüyorlar. İnsanlar ve Neanthalların beraber olması bu bağlamda biraz acayip. Sonuçta ortada hatırı sayılır Igutu çocuk var.
 
- Birinin halkı diğerinin sonunu hazırlamışken Asa Hon ve Ragaz nasıl yakınlaştı? Bunu görmek isterdim doğrusu.
 
- Ucu açık kalan cevapsız yığınla soru var. Mesela Ta Gon'un annesi kimdi? Sürekli yüzü maskeyle gezen konuşma yasaklı Yangcha'nın (İlk hangi bölümde göründü onu da bilmiyorum) Taealha ve Ta Gon'un gizli çocukları olduğunu düşünmüştüm. Sezon sonundaki gelişme bunu bir parça boşa çıkardı.
 

Arthdal Chronicles 2: The Sword of Aramun (2023)

 
Arthdal Chronicles 2: The Sword of Aramun / Arthdal Yıllıkları 2: Aramun'un Kılıcı

Bölüm Sayısı: 12 / Süre: 1.Saat 20 Dakika
Yayın Kanalı: tvN / Disney +
 
Dikkat: Aşağıdaki yazı dizi hakkında ayrıntılar içerir.
 
 
Gözleri yollarda bir devam hikayesi bekleyen izleyici 3 yıl sonra muradına erdi. Sevenlerini ne kadar mutlu etti bilemiyorum, Arthdal Chronicles: The Sword of Aramun 9 eylülden itibaren yayınlanmaya başladı Eunseom / Saya rolünü bu kez Lee Joon-Gi, Tanya rolünü ise Shin Se-Kyung canlandırıyor. Sadece onlar değil belli başlı bazı karakterler de değişti. Bu nedenle dizi daha yayınlanmadan bir kesimin eleştiri oklarının hedefi oldu. 
 


Yapımcıların oyuncu değişiliği bahanesi ilkinin başarısızlığıydı ya güya!? İki yapımı ilk iki bölümü açısından izlenme oranlarını kıyaslarsak ilk serinin daha başarılıymış. 
 
Eunseom rolünde Lee Joon-Gi
 

Hikaye on yıl sonrasına taşınarak devam ediyor. Eunsom İnai Shingi olarak kabul edilip halkının kahramanı bir lider haline gelmiştir.  Arthdal'da ise kral tacı giyen Ta gon kendi efsanesini yazmaya devam etmekte ve kabileleri birer ikişer fethedip kendine tabi kılmaktadır. Saya penceresinde işler çok çabuk değişir. Önce İnai Shingi'nin bahsi geçen Eunsem olduğunu öğrenir. Özellikle Tanya Ta Gon'a karşı onunla müttefik olmasını arzulasa da kendine sakladığı planları vardır. Eunseom maske takarak katıldığı bir kabile ittifak görüşmesinde suikaste uğrar. Ama o zaten İnal Shingi olarak boy gösteren kişinin gerisindedir. Uzak bir noktada süreci izleyen Saya'da yüzünü gizlemiştir. Beklenenin tersine düşmanın kulübeden sağ çıkar. Her birinin aynı maskeyi takması aradığı adamı bulmasını zorlaştırır. Çıkan çatışmada Eunseom'u ayırt ettiğinde onun da kendisini fark etmesi kaçınılmazdır. Birebir dövüş Eunsom'un tahta maskesinin kırılması ve Saya tarafından yüzünün görülmesiyle sonuçlanır. Ancak Eunseom onun kadar şanslı değildir.

Saya rolünde Lee Joon-Gi
 
NOT:
 
Yapım kendi kanalı haricinde bu kez Netflix'de değil Disney +'da yayınlanacak.

 
Hatırlatma: Bu arada bekleyen sitemkar kesime: 2019-2022 yıllarında Covit 19 pandemi süreci yaşadık. Film- dizi sektörü vs durdu. Unuttunuz mu?





12 Eylül 2023 Salı

A Time Called You (2023)

9/12/2023 12:21:00 ÖÖ 0 Comments

Netflix'te izleyicisiyle buluşan A Time Called You (2023), baş rollerinde Ahn Hyo Seop (Erkek Müzik grubu One O One'dan), Jeon Yeo-Bin, Kang Hoon'u biraraya getiren fantastik türde bir yapım. Konu şu şekilde başlıyor. Han Jun-Hee’s (Jeon Yeo-Bin) erkek arkadaşı Koo Yeon-Jun (Ahn Hyo-Seop)'u bir uçak kazasında kaybetmiştir. Üzerinde bir yıl geçmişken ne kaybının acısı dinmiş ne de yokluğunun yarattığı boşluğu doldurabilmiştir. Bedeni bulunamadığı için bir yerlerde hayatta kalmış olabileceğine dair beslediği umuttan olsa gerek kilisedeki anma töreninin bitişini beklemek istemez. Aslında tüm benliği acı içindedir. İçten içe artık hayatına bir şekilde devam etmeyi arzular. Vefatının yıl dönümünde O'nu her zamankinden fazla özlerken her defasında okunmadığını bilerek telefonundan özlem dolu mesajlar yazmayı sürdürür.

O günün akşamı ansızın Instagram'dan bir paylaşım yapılır. Üç kişinin yer aldığı resimdeki iki kişi şaşırtıcı biçimde o ve erkek arkadaşına benzemektedir. Üçüncü kişi ise tanımadığı biridir. Gösteriği herkes o olduğunu söylese de kendisinin bunu çektirdiğine dair ne bir anısı vardır ne de arka fonda görüne yeri bilmektedir. Aklında beliren sorular şu şekilde sıralanır. 1. Eğer o diğer benzer kişi Koo Yeon-Jun ise bu kız erkek arkadaşının ilk aşkı mıdır? 2. Kendisini de ona benzediği için mi sevmiştir? Fotoğrafın sahibine mesaj yollar ama yanıt alamaz. Internette aratınca sadece uzun zaman önce kapanmış bir sitede paylaşıldığını öğrenir. Görselde yer alan 27 adlı plak dükkanı da artık yoktur. Ümidini kaybetmişken mekan sahibinin aynı adla bir kafe açtığını öğrenir. İlk fırsatta gittiğinde fotoğrafa dair öğrenebildiği tek şey adamın yeğeni olan Kwon Min-Ju adındaki kızın vefat ettiğidir. İki erkeğin kim olduğu hakkında herhangi bir bilgiye ulaşamaz. Dönüş için otobüse biner. Herşey o sabah kendisine posta yoluyla iletilen kaseti dinlerken meydana gelir. Ansızın kaza geçirip komaya girmiş görünen Min Jun'un bedeninde uyanır. Yıl 1998'dir. Karşısında bulduğu ve Koo Yeon-Jun'a olduğunu düşündüğü delikanlıya özlemle sarılır...



NOTLAR:

- 2019-2020 yılları arasında Tayvan'da yayınlanan "Someday or One Day" adlı dizinin Kore uyarlamasıdır.

11 Eylül 2023 Pazartesi

Mouse (2021)

9/11/2023 01:38:00 ÖS 0 Comments

Yayın Yılı: 2021

Yayın Kanalı: tvN

Bölüm Sayısı: 20+2 Extra (Extralar mutlaka diğer bölümlerden sonra izlenmeli.)


Uyarı:Aşağıdaki yazı dizinin ilk bir iki bölümüne dair ayrıntılar içerir. Sürprizlerin bozulmasından hoşlanmayanlardansanız okumanız önerilmez.


Mouse, polisiye, gizem, gerilim, suç dörtlüsünün tartışmasız en iyi örneklerini sunan kablolu kanal tvN'den mükemmel kurgusuyla o yılın değil kanımca kore dizi tarihinin en iyi senaryolarından birine sahip yapımı. Bu türü sevip de nasıl şu ana kadar izlememişim o da yarı bir konu. Başrolde Lee Seung Gi, Lee Hee Jun, Kyung Soo Jin, Park Juu Hyun yer alıyor. Senaryo "Eğer dünyaya getireceğiniz çocuk % 99 psikopat katil ya da % 1 dahi olma ihtimali taşıdığı söylenen genlere sahipse ve eğer bilim ile insanlık arasında sıkışıp kalmanıza neden olacak bir tercihte bulunmanız istense kararınız ne olurdu?" sorusu çevresinde şekillenmeye başlıyor.

Yaptığı çalışmalarla ünü ana vatanının sınırlarını aşan Doktor Daniel Lee keşfettiği bir gen dizilimi sayesinde doğmadan önce bireyin normal mi yoksa cani mi bir karaktere sahip olacağını tespit edebilmektedir. Kurbanlarının başını keserek neredeyse işlediği 20'ye yakın cinayetle ülkeyi korkuya sevk eden seri katil Kelle Avcısı'nın her geçen gün kurbanları artmaya devam ederken aldığı bir telefon sonrası Kore'ye gelir. Hükumet bu yöntemi yasalaştırılıp uygulanabilirliği konusunu görüşmektedir. Ancak % 99 doğruluğuna karşın %1'in de deha olabileceğini vadetmesi oylamayı red yönünde sonuçlandırır. Aynı günün akşamı Doktor Lee, meslektaşı ve ünlü beyin cerrahı arkadaşı Han Seo-Joon'un akşam yemeği davetini kabul eder. Adamın hamile eşi Sung Ji-Eun leziz yemeklerine iltifat eder. Annesinin bebek için hazırladığı hediyeyi verir. Sohbet salonda devam eder. Gen uygulamaları hakkında konuşurlar. Dünyayı psikopatlardan ayırıp daha barışçıl bir yere dönüştüreceğine olan inancı bebek bekleyen kadın için çok hoş şeyler hissettirmez. Hazırlıklar yüzünden yorulduğunu söyleyip dinlenmek için yanlarından ayrılır. Seo Joon cinayet sonrası kaybettiği kız kardeşi Jennifer'ın davası konusunda gelişme olup olmadığını sorar. Adam olumsuz biçimde başını sallarken derin bir iç çeker. Gecenin sonunda Seo Joon misafirini oteline bırakır...

Sonraki gün aynı mahalleye yakın bir noktada yeni bir cinayet işlenir. Anne ve baba başları kesilerek katledilmiş biri ağır yaralı iki çocuksa hayatta kalmıştır. Büyük olan diğerini gizleyip kendisini yem yaptığı için katil bunu fark etmemiştir. İnceleme için cesetler morga teslim edilirken dedektifler bir köşede şok geçirmiş titreyen görgü tanığı konumundaki ufaklığa acıyan gözlerle bakar. Her geçen saniye doğru bilgi ihtimali azalacağı için bir an önce ifadesine ihtiyaçları vardır. Götürmek üzere Go Mu-Chi'yi ayağa kaldırmışlardır ki bakışları duvarda asılı afişe bakışları kayar ve çığlık atmaya başlar. Gecenin ilerleyen saatlerinde Sung Ji Eun kocasının bahçede üç kardan adamdan sonuncusunun kafasını yerleştirirken fotoğrafını çektiğinde o anın sonuçlarının tüm hayatını değiştireceğinden de habersizdir. Art arada duyulan siren sesleri endişesini arttırır. Ardından birkaç polis arabası kapılarında durur. Açıklama isteklerine kulak tıkayıp evi aramaya başlarlar. Sonrasında ise dedektifler işinin en iyilerinden biri olarak ün yapmış saygın cerrah Han Seo-Joon'a cinayet şüphelisi olduğunu bildirip bileklerini kelepçeler. 

Kalabalık bir kamera ve basın eşliğinde kendini savunan Han Seo-Joon uğradığı haksızlığı kabul etmezken kendinden emin bir duruş sergiler. Sözlerini uzaktan dinleyen ve doğumuna sayılı günler kaldığı için artık iyice yavaş şekilde ona doğru yürüyen eşini görür. Patlayan flaşlar eşliğinde O'na sarılırken zorluk çektiği için üzüntüsünü dile getirir. Kadının hissiz donuk bir yüzle söylediklerinden sonra ise her şey değişir. O sırada polis arabasından çıkan görgü şahidi çocuk ise öfke içinde hastanede eline geçen neşteri doktora savurur. Kendisi de dengesini kaybedince kardan adamlardan birinin başının düşmesine neden olur... Haftalar sonra  Sung Ji Eun doktor Lee'nin test yaptırmak ister misin sorusuna vereceği cevap için oradadır. Duyduklarıyla birlikte tüm dünyası kararır... Çocuğu istemediğini haykırsa da kürtaj için şansı yoktur. Koridorda kendine gelmeye çalışırken bir diğer anne adayı yanına oturur. Belli ki kendisiyle aynı kaderi paylaşmaktadır. Ancak onun aksine %1'lik ihtimal dahilinde bebeği için ümit taşımaktadır.





Tale of the Nine Tailed (2020) & Tale of the Nine Tailed 1938 (2023)

9/11/2023 12:55:00 ÖS 0 Comments
2021'in iddalı yapımlarından biri olarak öne çıkan ve başrollerinde Lee Dong-Wook, Kim Beom ve Jo Bo-Ah biraraya getiren Tale of the Nine Tailed özellikle türü seviyorsanız izleme listenizde yer almayı hak ediyor. Dokuz Kuyruklu Tilki'ye dair kaç dizi yapıldı bilmiyorum ama Kore'nin en sevdiği hikaye Gumiho olsa gerek. Belki bu yüzden biraz önyagılı başlamıştım yapıma. Ama genel olarak bana da izlenebilir bir seyir sundu. Ayrıca Sephia tonu seçilen tanıtım afişleri de fazlasıyla merak uyandırıcıydı ki benim açımdan dizi seçiminde önemli bir etkendir.



Kutsal dağ Baekdudaegan'ın koruyucusu ve dokuz kuyruklu bir tilki olan Lee Yeon tesadüfen tanıştığı küçük bir kızla dostluk kurar. Başlarda sıkça gidip gelmesi hoşuna gitmez. Ancak A Eum gün be gün serpilip güzelleşerek bir hanımefendiye dönüşütüğünde artık adamın kalbinde bambaşka duygular uyandırmaktadır. Görevi şeytanı yaratıkları ve ruhları avlamaktır. Bir ölümlüye duyduğu aşk hem kendisi hemde sevdiği için felaketle sonuçlanır. Düşmanlarından tehlikeli yaratık İmoogi'nin canını yakmak için seçtiği  hedefi olur ve A Eum hayatını kaybeder. Lee Yeon için öyle vazgeçilmezdir ki kanunları çiğneyip kızın ruhunu sonsuzluğa taşıyan kayığa engel olur. Gitmemesini yeniden doğmasını ister. Onu bulabilmesini sağlayacak tilki boncuğunu kızın ruhuna üfler. Yaptığının kendi için de bedeli vardır. Dağ koruyuculuğunu geride bırakıp son 600 yıl fani dünyada insanların arasına karışan ve zaman zaman onları öldüren yaratıkların peşine düşen bir avcı olur. Yaptığı seçim yani herşeyi bir ölümlü için terk etmesi yarı kardeşi Lee Ran'ı kanlı bıçaklı düşmanı haline getirir.


 

Yıllar günümüze doğru evrilirken küçük Ji Ah ailesiyle akşamüstü Tilki Bayırı denilen ve sıkça tuhaf olayların meydana geldiği yerde onları kaybettiği bir trafik kazası geçirir. Sonrasında sadece bir rüya gördüğünü sanır. Çünkü ebeveynleri onunla birliktedir. Ama bazı şeyler tuhaftır sanki. Olaydan önce hediye etikleri müzk kutusu ise darbe alıp hasar görmüş gibidir. Anne babası ruhsuz ve acayip biçimde televizyondaki kayıp haberlerine komediymiş gibi gülmektedir. Bir şekilde onları test eder ve gerçeği anlar. Ellerinden bir yabancı sayesinde kurtulur. Gözleri altın sarısı parlayan adam ona bakarark herşeyi unutmasını söyler. Sonrasında kendini yeniden anlaşılamaz biçimde kaza yerinde bulur. Ancak anne babasının cesedi ortada yoktur. Haytında bunca gizem meydana gelmişken O'nun peşinden gidebileceği bir mesleği seçer. Acayip olayları araştıran bir televizyon programcısıdır artık.


Katıldığı bir düğünde Ji Ah tuhaf olaylar yaşanınca meslekleri gereği olayı mercek altına almaya karar verir. Asistanı ile birlikte gelinliğini salonun ortasında bırakıp giden gelinin akıbetini araştırmaya başlarlar. Kamera kayıtları düğün çıkışı da dikkatini çeken kzıl saçlı bir adama yoğunlaşmasına neden olur.

 

 

Tale of the Nine Tailed 1938

Yapım bir devam hikayesiyle takipçilerine 2. sezonu armağan etti ve bu kez bizi Japonya hegemonyasındaki Kore'ye götürüyor. 

Beklenmedik bir olay, Lee Yeon'u zamanda geriye, 1938 yılına götürür. Yeniden karşılaştığı Ryu Hong-Joo, bir zamanlar batıdaki dağın koruyucu ruhu, şimdilerde başkent Gyeongseong'da lüks bir restoranın sahibidir. 

Ayrıca elbette kendisine karşı isyankar ve fazlasıyla kin dolu küçük kardeşi Lee Rang ile bir araya gelir. Ondaki değişimi anlayamayan Lee Rang gelecekten geldiğini öğrenince abisinde gördüğü bazı şeyler kafasını karıştırır. Bir diğer bir eski koruyucu ruh ve eski arkadaşı Cheon Moo Young ise bilmediği bir nedenden ötürü düşman olmuştur. Lee Yeon, şimdiki zamana, sevdiği kişiye dönmek için mücadele eder.


 

Tale of the Nine Tailed (3. Sezon)

Oyuncular bu denli sevilmişken hikayenin devam etmesi bazen güzel oluyor. Üçüncü sezon haberleri internete düşeli birkaç gün olsa da doğruluğunda sıkıntı yok gibi görünüyor. Pek çok yerde duyuru olarak denk geldim. Yayın tarihi ise henüz belli değil. Bekleyelim bakalım.

8 Eylül 2023 Cuma

Penthouse (2020) & Penthouse 2 (2021) & Penthouse 3 (2021)

9/08/2023 10:31:00 ÖS 0 Comments


Sky Castle sonrası türevlerini görmek kaçınılmazdı. Penthouse da elit mekanı Hera Palas'ta yaşayan, para içinde yüzen, ağzında gümüş aşıkla doğmuş ya da sonradan görme elde etmiş insanlar ve onların elde ettikleri güçle her türlü pisliğe batma potansiyeli üzerine kurgulanmış bir diğer yapım. İzlenme başarısı sonrası diziye 2. ve 3. sezonla devam edilmiş. Türü sevenlerin sıklıkla yüksek beğeni söylemlerinde yer alsa da benim listemde öyle üst sıralarda değil. Yine de bir kez başlayınca devam ettim. Konu yetimhanede büyüyen Min Seol A’nın Kore’nin prestijli bir müzik lisesini kazanmasının ardından öldürülmesi sonrası bu olaya karışan kimseler ile her şeye şahit olan kişi arasında gelişen ve beraberinde kirli oyunların, ihanetin, yalanın, iftiranın eşlik ettiği bedel ödetme yarışı üzerinedir.

NOTLAR:

 

Başrol oyuncu Lee Jin Ah'ı Ghost Detective dizisindeki rolünde hatırlıyorum. Tüylerimi diken diken etmişti. Bu kadar karanlık bir performans için öyle saf ve masum duruyordu ki. Kendisi birçok yönden benzer yönleri olabilecek Pandora: Beneath the Paradise adlı yapımda da yer almış.


7 Eylül 2023 Perşembe

Çöp Diziler (2016-2019) (Güncelleme Ekim 2023)

9/07/2023 08:25:00 ÖS 0 Comments

 ÇÖP DİZİLER PART 2 (Yıl Sıralamasıyla)

Kore dizi arşivim kabardıkça kabarmış ve harddisk dolup taşmış. Yetişkinseniz zaman artık daha kıymetli. Ben de ikinci kez dönüp bakılmaya değmeyecek serilerden kurtulayım da iyilere de yer açılsın dedim. Sadece izlemiş olmak için izlenmeye değmezse yayın dönemi ara kalite işlerden biri gibi görünen her yapımı çöpe yollayabiliyorum artık. İndirmişsem izleyim devri geçti. Görünüşe göre ne konu ne de oyunculuklar gözüme ya da gönlüme hitap etmeyince aşağıdaki listeyi ikinci kısım olarak oluşturdum. Hatta şunu söyleyebilirim ki bunun iki ya da üç katı üşendiğim ya da tamamen zaman kaybı bulduğum için yazıya dökmediklerim var. Yeni kore dizisi takipçisiyseniz ve yüzlerce dizi izlememişseniz belki hoşunuza gidebilir. Bazıları için yapılan "çok iyi" yorumları aynı hissi bana yaşatmamışsa zaten birşey ifade etmiyor. Benim gibiler için artık bu durum pirincin taşını ayıklamak değil de pirinçteki yemeye değer en lezzetli iri taneleri seçmeye döndü. (Mazur görün. Biraz açım :)


Hatırlatma: Diziler için yapılan yorumlar orada yer alan karakterleri canlandıran oyuncuya değil oynadığı role dönüktür Gerçek haayatta nasıl insanlar olduklarını bilsem bile kimsenin kimseyi yargılama hakkına sahip değilim. Kaldı ki bir çoğunu da tanımıyorum ya da takip etmiyorum.
 
 


Flower Crew.Joseon Marriage Agency (2019)

Lee Soo babasının yanında demircilik yapan taşralı bir delikanlıdır. Uzun süredir Gae-Ddong'a aşıktır. Ancak duygularını henüz karşısındakine itiraf edememiştir. Gae-Ddong ise kadınsı görsellikten uzak yıllar önce ayrıldığı abisini bulmak için hemen hemen her türlü işi yaparak para kazanmaya çalışan eğitimsiz ve bakımsız bir kızdır. Açılma konusundaki zorluğu aşamayan Lee Soo, Joseon'da Çiçek Ekibi olarak ün salan Ma Hoon, Do Joon ve Ko Young-Soo adlı üç yakışıklı erkek tarafından işletilen ülkenin en iyi çöpçatan kurumuna başvurur. 

Bir dizi talihsiz olayla zaten Gae-Ddong'u tanıyan ve ondan zerre iyi izlenimler edinmeyen Ma Hoon bu eşleşmeye sadece genç adamın duygularına ikna olarak olasılık verir ve ikili düğün hazırlıklarına başlar. Ancak nikah günü damat ani ve gizemli bir şekilde ortadan kaybolunca Gae-Ddong bir sürü borç ve utançla yüzleşmek zorunda kalır. Yine de Lee Soo'nun kendisini sebepsiz yere terk etmeyeceğine ve başına bir şey gelmiş olabileceğine inanmaktadır. Çaresizce O'nu aramaya başlar. Ma Hoon'da bu çabasına kayıtsız kalamaz.


Last Empress (2019)

 
 
Türkçe'ye çevirimi ile Son İmparatoriçe, Kore'de monarşinin hüküm sürdüğü günümüz dünyasında türlü entrikaların yaşandığı saray hayatını ve bu eksende bir intikam öyküsü izleyicilerine sunuyor. Başrollerinde parlak ve neşeli müzikal oyuncusu Oh Ssu-Ni'yi canlandıran (Jang Na-Ra)  imparator Lee Hyuk rolünde  (Shin Sung-Rok), annesinin ölümünün sorumlularını bulmak için bambaşka bir bir adama dönüşüp saray koruması olan Na Wang-Sik rolünde pek sevdiğim oyunculardan biri (Choi Jin-Hyuk) ve son olarak wamp karakter Min Yoo-Ra rolünde Lee Elijah var.


Oh Ssu-Ni orta kalite bir tiyatroda başrol hayali kurarken ülkenin kralının ilgisiyle başı dönen ve bu masalsı gerçeklikte kaçınılmaz biçimde ona aşık olur. Halktan birini seven kral görüntüsüyle uzun süredir eski imalından uzak kraliyet ailesi kendince planlar peşindedir. Böylece Oh Ssu-Ni kosa süre sonra hem adamın aşkının ardında yatan gerçekleri hem de sarayın karanlık sırlarını öğrenmek zorunda kalır.
 
Dizi sanki hep aynı karakteri canlandıyor gibi duran  Jang Nara'nın oyuculuğunu sevemediğim için orta kalite bir yapım olarak kaldı maalesef.
 

Tale Of Nokdu (2019)

Tale Of Nokdu 7.7'lik Imdb puanına, Son Yejin'e benzerliği ile dikkatimi çeken güzel oyuncu Kim So-Hyun'a rağmen konu kalitesi, oyunculuk ve işleniş ve komedi unsurları serpiştirilmeye çalışılmış vasat hikaye yapımlardan biriydi. Tam üç kez değişik zamanklarda izlemeyi denedim ama hiçbiri keyif vermeyince herhalde ruhumda bir sıkıntı yoktur diye karar verip çöpe gidecekler listesine ekledim. Dizi şu şekilde başlıyor. Ailesi ile birlikte yıllarca kaçarak yaşayan Jeon Nok-Du peşindeki bir suikastçının izler ve yolu bir köye ulaşır. Ancak normal şartlarda bir erkeğin sadece dul kadınların girebildiği bu gizemli köye adım atması imkansızdır dul kadınlara ait gizemli bir köydür. Sonuçta tek yolu var gibi gözükmktedir. Kadın kılığına girer. 
 
At Eighteen (2019)

 
Yeni yetme ergen dizisi At Eighteen sıradan ve birşey vaadetmeyen konusuyla belki işlediği yaş grubuna hitap eddebilecek öçüde bir dizi. Şahsen arşivimde boşa yer kapladığını anlayınca hayal kırıklığı yaşadım. Sadece Alchemy Of Souls'daki veliaht prensle aşina olduğum oyuncu Shin Seung-Ho'yu burada görünce şaşırdım. Dizi çekilirken 24'ündeymiş. Ama gayette liseli gibiydi. Hikaye şöyle: Choi Joon-Woo disiplin suçu sonrası okul değiştirmek zorunda kalan bu yüzden de taşınan 18 yaşında bir gençtir. İlk gün sınıf öğretmeni Oh Han-Kyeol ve Öğrenci başkanı Ma Whi-Young tarafından işleyiş ve süreçler hakkında bilgilendirilir. Yoo Soo-Bin başarılı annesinin kontrolcü gölgesinde bağımsızlığını kazanmaya çalışan bir kızdır. Choi Joon-Woo ile tanuştıktan sonra kendi potansiyelini keşfetmek için içinde ihtiyaç duyduğu gücü de bulur.


Undateables (2018)
 

Namkoong Min'i Hwang Jung-Eum'i biraraya getiren romantik komedi temelde çekici sayılacak bir temadan yola çıkmış olsa da doyurucu olmaktan ziyade çerezlik kabul edebileceğim dizilerden biri. Büyük beklentilerle başlasam da konuda ilginç, merak uyandıran bir taraf olmayınca zaman kaybı kategorisinde çöpe gidecekler klasörüne koydum. Aslında başlangıçta sevimli gelmişti ama bölümler ilerledikçe sıradanlıktan öte birşey bulamadım. İlla bir geçmişte tanışma hikayesi olmak zorunda mı mesela? Yine de
Namkoong Min'in hatırına arşivde tutup dört yıl beklettiktan sona ikinci bir şans verdim. Çünkü bazen kişinin kendisi de iyi modda olmayabiliyor. Düşüncelerim değişti mi? Hayır. Gelelim kısaca hikayesine. Hoon Nam, zengin bir aileden gelen, oyucak galerisi sahibi, hayata dair neredeyse her konuda konusunda özgüveni tavan yapmış, kadınları tamamen çözdüğünü düşünen mükemmelliyetçi biridir. Aşkı bilir ancak ona inanmaz. Ayrıca cazibesinin kadınlar üzerinde yarattığı etkinin farkındadır. Jung  Eum  ise çöpçatanlık şirketinde çalışan bir kadındır. Aşka inanmış ama beklentileri boşa çıkıp hayal kırıklıkları yaşamıştır. Aralarında gelişen ilişki bir çeşit rekabetle başlasa da zamanla yakınlaşırlar. (İşte o kimya ne ara oluştu? Hwang Jung-Eum'in oyunculuk tarzından, önce biraz kaçık sonra durağan ve duygusallaşan halini görmekten sıkıldım!)


Lovely Horribly (2018)


Sizi bilmem ama bu kadar hayaletli hikaye izleyince cidden yavan hissettiyor atık bana. Romantizm mi gerilim mi bi garip havası ile Kbs kanalının yayınladığı bu yapıma öyle muhteşem reytingler de elde etmemesine karşın birden fazla kez KBS World'de denk geldim. Sonuncusu dün sona eren tekrardı. İlk kez My Golden Life'da dikkatimi çeken Park Si-Hoo hatrına birkaç bölüm anca tahammül edebildim. Çiftin kimyası birbirine hiç uymamıştı kanımca. 
 
Dizi çocukluklarından itibaren kaderleri bağlanan iki insanın hikayesi. Kız talihli, erkek talihsizdir ve çok hastadır. Bir gün iki çocuk bir araya gelirler. Kızın boynunda gerçek elma ağacından yapılmış kolye bir şekilde erkek çocuğun eline geçer. Ve kaderleri de talihleri de değişir. Artık Oh Eul-Soon (Song Ji-Hyo) adlı kız hayatında hep bütün olumsuzlukları kendine çeken, gölgede kalan başarısız bir dizi senaristi iken erkek yani Yoo-Philip (Park i-HoSo): kariyeri parlayan ünlü bir oyuncu olur.  Karakterimizin en büyük sıkıntısı kendinde olmadığı tuhaf süreçlerde kaliteli birşeyler ortaya koyabilmesidir. En son yazdığı senaryo onları bir araya getirdiğinde kendini beğenmiş Philip tekin gözükmeyen bir dizi olayın yaşanması sonrası kadına adeta bir ucube gibi davranır. (Eh o saç modeli ve o tavırlarla adamı suçlayamam doğrusu!)
 


Jealousy Incarnate
(2018)




Erteleyip durduğum bir diğer diz 30'lu yaşlarındaki insanların hayatını anlatıyor ki benim gibi artık 20'lerin ergen hikayelerinde sıkılmışsanız hoşunuza gidebilir. King's 2 Heart'daki çekici saray muhafızı rolünde Cho Jung-Seo'u çok sevmiştim. Seriyi arşivde uzun süre bırakmamın da sebebi oydu. Ama öyle kayda değer bir hikaye bulamadım.

Uzun süreli hava durumu sunucusu olan Pyo Na Ri çalıştığı kanalın yıldızı muhabir Hwa Shin'i üç yıldır platonik olarak sevmekte işinde daha iyi bir pozisyona geçmek için ayak işleri de dahil herşeye koşturmaktadır. Kadınn hastalıkları arasında yaygın biçimde görülen göğüs kanseri riski taşıyan birkaç kitleye sahiptir. Yaşadığı sürecin sonucu olarak bilgisi de olunca bir gün Hwa Shin'in meme kanseri olduğunu farkeder. Tabii adam sürekli göğsünü elleyen ve sonrada bu ihtimali dillendiren kadına deli gözüyle bakar. Sonuçta gerçekten de kanser olduğunu öğrenir. Hastaneye yatış sürecinde adının gizli kalmasını ister. Ama bir şekilde tam da kitlelerini aldırmak için operasyona gelen Pyo Na Ri ile oda arkadaşı olur. İkili çalıştıkları kanaldan hastalık süreçlerini gizleyip aynı zamanda o zorlu süreçte birbirini yakından tanıma fırsatı bulur. Hatta kadın O'nun ilk aşkı olduğunu ititraf edip bunu geride bırakmayı arzuladığını söyleyerek adamı öper de. Elbette ikili arasında bir çekim ve yakınlaşma olması kaçınılmazdır.

Dizi ülkesinde yakaladığı izlenme oranı oldukça yüksekse de bana göre genel olarak ikilinin ilişkisi harici diğer tüm yan roller ve konusu itibariyle kalabalık, yorucu ve sıkıcıydı. Arşivde de kalıcı yer bulamadı haliyle.


Beauty Inside (2018)


Aynı adlı filmin dizi uyarlaması olan Beauty Inside'da Han Se-Kye ülkesinde sektörün aranılan yüzü ve başarılı kadın oyuncularından biridir. Yaptığı iş dolayısıyla da haliyle medyanın magazin ayağının da hedefi halindedir. İki yakın arkadaşı hariç hakkında kimsenin bilmediği ise her ay bir hafta süresince bedeni kadın ya da erkek, kimi zaman çocuk, kimi zaman yaşlı, kimi zaman yetişkin birine dönüşmektedir. Değişimin hemen öncesi ufak belirtiler meydana geldiği için herkesin gözü önünde gerçekleşmesinden olabildiğince kaçınmak zorundadır. Lee Min Ki'yi ise yüz körlüğü hastalığından muzdarip, artık iyiden iyiye sıkıcı bulduğum soğuk zengin tiplemelerinden biriyle, havayolu şirketi yöneticisi rolüyle karşımıza çıkıyor. Açıkçası ana hikaye ilgi  çekici olmasına karşın ne oyunculukları ne de konu örgüsünü sevmedim. Belki de çıtayı yüksek tutan dizilere denk geldiğim ve bir taraftan da onları izlediğim için, bilemiyorum ama içi boş ve sıradandı. Zaman harcamaktan başka işiniz yoksa hoşunuza gidebilir.
 
 
That Time When Time Stops (2018)
 

KBS W'nin 12 bölümlük mini dizisi That Time When Time Stops 2018 (Kim Hyun-Joong)'un askerlik sonrası  ekranlara dönüş yaptığı 12 bölümlük fantastik türdeki tv dizisidir.  İki yıl sonra bu hikaye ve oyunculuk beklentilerimi karşıladı mı diye sorarsanız. Kesinlikle hayır. Sopuk tavırla Cool olmak, havalı göstermiyor artık sizi. Şu halde skandal nedeniyle durumu zaten pek de iç açıcı değilken seçtiği (Belki de çok seçeneği yoktu) proje de pek bir şeye benzemiyor yazık ki.
 
 
Oyuncu özel hayatında yaşadığı skandalın bedelini hayli ağır ödüyor. Ama ünlü olmak hele de dijital çağda hiç kolay değil. Çünkü her şey kayıt altında. Bir yerden silseniz de diğer tarafta yeniden yazılıp çizilebiliyor. Ancak artık O'da dünkü çocuk değil. Sadece kendisinin değil dahil olduğu müzik grubu grubu SS501’in de imajı bu olaydan kötü şekilde etkilendi. Patlak veren "ayni kişi ile 2 hamilelik ve şiddet nedeniyle düşük" gibi suçlamaların karıştığı olaylar zincirinde açıkcası bir kadın olarak oyuncunun masum tarafta yer aldığına ne yazik ki pek de inanmadım. Neden mi? Süreç biraz acayip! İlk hamilelik, şiddet sonrası düşük yaşandıysa neden yollarını ayırmadı ve hayatına çeki düzen vermedi ki. Okuduklarıma bakılırsa yeniden görüşmeye başlamış ve olay tekrarlanmış. İkincinin iftira olduğu da yazılıp çizildi. Hatta Mahkeme süreci belgelendi de sanırım. Oyuncunun leyhine sonuçlanmış olsa da tüm yaşananlar imajını da yerle bir etti. Şahsen ben kendisinden soğumuş ve sektörde yüzünü görmeyi pek de istemeyeceğim kişiler arasında yerleştirmiş durumdayım.
 

 
Hwayuki:A Korean Odyssey (2018)
 
Eski Çin edebiyatından bir günümüz uyarlaması olan hikaye bir tanrı iken cezalandırılıp hapsedilen Son O-Gong ile günümüz dünyasında Lucifer Enterteinment'ın sahibi, geçmişte bir iblisken yeterli bakiyeyi toplayıp tanrı olmayı hedefleyen Woo Whee ve onları arasında eski bir lanetin taşıyıcısı Sam Jamg olmak zorunda kalan, dünyaya musallat olmuş yeraltı yaratıklarını görebilen Jin Sun-Mi'in çevresinde şekilleniyor.


Başrolunde My Girlfriend Is a Gumiho adlı popüler tv sersisiyle ilk kez izlediğim ama kadın karakteri yüzünden hiç haz etmeyip çöpe gönderdiğim Lee Seung-Gi olunca bir şans vermek istedim. Çünkü Girlfriend Is a Gumiho'dakinin aksine kendisini King 2 Heart'da gayet başarılı bulmuştum. Ancak hikayenin fantastik unsurları ve işlenişini sevemedim nedense. Özellikle Woo Whee ve takımının varlık sebebini çözemedim ve hikayesini anlamsız ve  yetersiz buldum. Öte yandan Lee Seung Gi'de sanki rolünü tekrar etmiş gibi geldi. Çıkarcı ve duygusuzken bir bileklikle aşık olmak zorunda kalması iyi hoş güzel de Jin Sun-Mi ile pek bir kimya yakalayamadım. Dizide göze çarpan bir diğer oyuncu geçen yaz konserine gitme fırsatı bulduğum Ft Island Grubu solisti Lee Hong Ki. Ancak onun rolu de çok anlamlı gelmedi. Halen izlemeye devam ediyorum. Ancak fikrim biraz değişti sadece. En azından devam edilebilir düzeyde bir şeyler sunabildi. 
 
My Secret Romance (2017)
 

Son derece sıkıcı konu ve oyunculukların sergilendiği My Secret Romance OCN kanalının 13 bölümlük dizisidir. Başroller beğeni sıramda yer bile bulamayan Sung Hoon ve başka hangi yapımlarda yer almış fikrimin olmadığı Song Ji-Eun paylaşmış. Alt kalite romantik hikayede annesinin ikinci evliliği için şehir değiştiren Lee Yoo-Mi düğün sırasında yaşadığı bir dizi talihsizlik sonrası sahilde vakit geçirdiği Cha Jin-Wook ile arabada tek gecelik bir ilişki yaşadıktan sonra evine döner. O günü aklından çıkaramaz. Çünkü cinsellik barındıran ilk ilişkisidir. Kısa süre sonra Cha Jin-Wook çalışmaya başladığı yemek şirketinin varisi olarak karşısına çıkar.

The Bride of Habaek (2017)


 
Bir Webtoon uyarlaması Su Tanrısı'nın Gelini olarak dilimize çevirebileceğimiz bu yapım benim merakla beklediğim ama izleyince değmezmiş dediğim senaryolardan birine sahip. Aynı şey oyunculuklar ve sonu için de geçerli. Tanrıların tanrısı Habaek'ın dünyaya inip üç taşı bulması ve hükümranlığını kabul ettirmesi gerekmektedir. Bu arada yeryüzü tanrıları olarak boy gösteren tanrıça Moo Ra ve tanrı Bi Ryum ile bir tanrı ve insandan peydah olduğu için oradan oraya itilip kakılan bir diğer yarı tanrımız Hoo Ye da hikaye boyunca orada burada görünür. Tanrılardaki kişiliksizlik, kıskançlık, dengesizlik ve karizma yoksunluğu baştan ayağa her karakterde kendini belli ederken özellikle çeşitli güçlere sahip yarı tanrının sanki oluşumu onun suçuymuş gibi diğer tanrılarca bir tehlike ya da iğrenç bir varlık gibi hor görülmesi saçma ve tanrı figürüne ters bir görünüm veriyordu. Kapağa bakarak yanılıp iyi bir şey beklemeyin:) Ben zaman zaman bu yapımda olduğu gibi bazen bu hataya düşebiliyorum. Konuda ne bir gizem ne de çekicilik yoktu. Tanrının kölesi konumundaki baş karakter Yoon So-A'yı canlandıran kızı ise nedendir bilemiyorum Sensory Couple hariç hiç bir dizisini sevemedim. Erkek başrol ise Cheese in Trap'den tanıdığım ve sevdiğim biri. Ama burada onu tanıyamadım:) Görüntüsü çok farklı geldi. Harcanan görsel efektlere yazık olmuş. Hikaye kimin kaleminden çıkma idiyse facia da oradan başlamış zaten. Goblin tuttu ya bu da tutar diye yapılmış sanki. Ama yanından geçmez elbette.
 
Rain or Shine (Just Between Lovers) (2017)
 
 
Red Sleeve sonrası Lee Joon Ho (Junho)'nun yer aldığı tüm yapımlara bulabildiğim ölçüde göz atmak istediğimde bir süre önce arşivlediğim bu dizide oynadığını farkına varmamıştım. Hatta bir iki bölüm sonrası pek iyi değil ama biraz daha ilerleyince belki bir şeye benzer düşüncesiyle silmemiş ve beklemeye almaya karar vermiştim. Gerçi o zamanlar Lee Joon Ho (Junho) ismi bana pek bir şey ifade ediyor değildi. Red Sleeve, Confession, Memory ve sinema filmleri Memories Of The Sword, Homme Tattale (bunu pek sevmedim), Rose And Tulip ve Twenty  sonrası genelleme yapacak olursam dizi ve filmlerinde iyi bir oyunculuk sergilediğini düşünsem de aynı şeyi bu dizi de hissedebildim diyemem. Sorun senaryo ve diğer anlamsız rollerdi herhalde. Hikaye yıllar önce kötü imşa edildiği için yıkılan ve birçok insanın hayatına mal olan alışveriş merkezi enkazından sağ çıkan iki gencin yeni inşa sürecinde travmatik geçmişleri kadar şu an içinde bulundukları zorluklarla mücadele etmelerini anlatıyordu. Belki modumda değildim bilemiyorum ama birden fazla kez izlemeye başlayıp herhangi bir memnuniyet yaratmadığına göre kendi açımdan zormaya gerek yoktu.
 
 

Man To Man (2017)

 
Bu dizi duyurulduğunda Cheese in The Trap'in ardından Park Hae Jin'in ekrana dönmesini bekleyen bir kore-dizi sever olarak fazlasıyla heyecanlanmıştım. Bekleme süreci ve bitmesi derken bir başka kore dizi sever arkadaşa takılınca diziyi edinme sürecim uzadı gitti. İzlemeye başladığım da edindiğim ilk izlenim Kim Min-Jung'in canlandırdığı karakterin saç modelinin ne kadar berbat olduğu üzerine şekillenince yapımdan da soğudum. Bu hangi akılla yapılmış bir seçim bilemiyorum. Park Hae Jin'i severek izlerim ama bu kez bir parça hayal kırıklığına uğradım diyebilirim. Ne yazık ki az önce belirttiğim bu tip gıcık durumlar en azından benim için istisna yaratıyor. Aralarında en ufak bir kimya da hissetmedim.
 

Şimdiye değin izlediğim en uyumsuz ve sevimsiz çifti oluşturmuşlardı. Şimdilik ilk bölümlere bakınca olumlu yönde bir gelişme de göremedim. Hatta hatundan öylesine sıkıldım ki bitiremeden bıraktım. Gelelim konuya Kim Sul-Woo işinin ehli tam karizma bir ajandır. Görev bitimde ölerek ortadan kaybolmaktadır. Uzun süreli yurt dışı işlerin ardından ülkesine geri döner. Uluslararası bir tarihi eser kaçakçılık olayı onu ünlü film yıldızı Yeo Woon-Gwan'un koruması olmasını gerektiren yeni bir olayın içine sürükler. Menajer hatunumuzun ise ise başlangıçta yeni adamı gözü hiç tutmaz ama kancayı takmayı da ihmal etmez sonunda. (Bu son yorumdan ne denli gıcık olduğumu siz anlayın işte. ) Ah ah Park Hae Jin! Nasıl böyle bir seçim yaparsın?


Second Time Twenty Years Old (2017)
 
Bu diziyi duyduğumda geçmişe gidip gelme hikayesi var sanmıştım. Ancak yanından geçen bir konu değilmiş. Oyuncusu Winter Sonata'mdaki  Choi Ji Woo olunca bir göz atayım dedim. Ancak nette izleme şansım olsa indirmekle uğraşılacak bir dizi değildi. Çerez niyetine vakit geçirmek için aparatif olarak takılabilirsiniz. Kısaca hikayesine gelirsem Ha No Ra içinde uhte kalan üniversite özlemine rağmen  şartların getirdiği zorunlu bir tercihle lise sonrası hamile kalınca ev hanımı olmayı seçmiş şimdilerde 38 yaşında bir kadındır.  Artık kocasından gördüğü ilgisizlikle uzun süredir evliliği de durağan  bir hal almıştır. İşin gerçeği oğullarının üniversite mezuniyetinin ardından boşanmak üzere anlaşmışlardır. Ha No Ra her geçen gün oğluyla arasında örülen duvarı aşmak istese de başarılı olamaz. Tüm bunların arasında üniversiteye kayıt olmayı düşünür. Ama asla kabul edilebileceğini de düşünmez. İstediği okul tam da oğlunun kayıt yaptırdığıdır. Reddedilmek bir miktar üzse de mülakatta elendiğine çok da şaşırmaz. Ancak bir son dakika kabulu ile işler değişir. Annesiyle aynı okula gideceğini öğrenen Kim Min-Soo durumu hiç de memnuniyetle karşılamaz. Şimdilerde üniversitede profösor olan kocasından yana bir destek zaten beklememektedir. Ha No Ra kendi için bir karar verir. Bu kez ne istiyorsa onu yapacaktır. Anne oğul olduklarını gizleyerek kampüs hayatına adım attığında Okuldaki varlığı da başlangıçta öğrenciler için tuhaf olacaktır.
 
Dipnot: 96 doğumlu Kim Min-Jae gelecek vadeden genç yıldızlardan. Kendisini yakın zamanda güzide dizim Goblin'de genç kral Wang Yeo ve  Great Seducer 'da Lee Se-Joo rolunde izledim. Hatta onu bir diğer dikkat çeken yeni nesil oyuncu Yeo Jin-Goo ile karıştırıyorum. Aslında Kim So-Hyun ile birlikte bu üçünü aynı dizide görmek isterim doğrusu.

Dipnot 2: Yapımın aynı adla Hollywood versiyonu dışında  bir de kore sinema filmi varsa da bir devam halkası değil

 

 
Manhole (2017)

KBS bu ara dizilerden yana şanslı değil ya da benim zevkime uyan yapıma denk gelmediğimden midir nedir son zamanlarda kanala uğramaz olmuştum. On altı bölümlük bu dizi benim için yeni umutların yeşermesi niteliğindeydi ancak aradığım heyecan dozunu bir türlü hissedemedim. Baş rol oyunculardan ne eski TVXQ ve şuan da da JYJ grubunun üyesi olan Kim Jae-Joong ne de After School grubu üyesi Uee beklentilerimi  karşılamadı. Asında Kim Jae-Joong dış görsel imajıyla çok hoştu. Ama yetmedi işte. Uee ise hep aynı mimik ve ifade  ile kamera karşısına geçiyor. Belkide oyunculuğu bırakıp şarkı söylese daha iyi olabilir. Senaryo ilginç olabilecekken konu herhalde ancak bu denli sıkıcı ögelerle doldurulabilirdi. Herhalde merak uyandıramadığı için cezbetmedi. Eğer izlemeden özetini okumuş olsam fantastikmiş hoş olabilir diyerek muhtemelen yanılgıya düşer ve indirirdim. KBS World'ün evde izlenebilir olması bazen bu anlamda da işe yarayabiliyor.
 

Gelelim dizinin hikayesine. Bong Pilme mezuniyetinin ardından üç yıldır polis memurluğu için sınavlara hazırlamakta ancak çalışmalarında bir türlü istediği sonucu elde edememektedir. Üstüne üslük yirmi sekiz yıldır sevdiği ama duygularını itiraf edemediği çocukluk aşkı ve arkadaşı Sujin evlilik arefesindedir. Bir gece yanından geçtiği kanalizasyon deliği aracılığıyla zamanda geriye gidebildiğini fark eder. Görünüşe göre bu evliliği engellemek adına aradığı altın fırsatı sonunda yakalamıştır.
 
 

Queen For Seven Days (2017)
 
 
KBS'nin diziler konusunda şu ara şansı yaver gitmiyor sanırım. Bu hikaye de bana bunu bir kez daha göstermiş oldu. Her ne kadar oyucular kariyerleri açısından sağlam kişilerden seçilse de senaryo berbattı. Ben genelde zoraki dizi izlemem. Ancak sırf bu saçmalık nasıl sonlanacak diyerek tamamlayabilmeyi başardığımda aklımdan geçen tek şey projede rol alan Park Min-Young, Yeon Woo-Jin ve deneyimli bir diğer oyuncu Lee Dong-Gun'ın bu diziyi tercih ettikleri için muhtemelen pişmalık duymuş olabilecekleriydi. Konu kısaca şöyle gelişir. Tahtın veliaht prensi Lee Dong-Gun, babası ve önceki kralın ardında bıraktığı söylenen ve gelecekte küçük oğlunun taç giymesini salık veren varlığı şaibeli bir mektup bıraktığını  öğrenir. Bu durum ister istemez küçük kardeşi Lee Yeok'u en büyük rakibi ve kendisi için oluşabilecek en büyük tehdit olarak görmeye başlamasına neden olur. Lee Yeok ise abisinin hükümranlığına her anlamda sadıktır ancak yaşanan olaylar zaman zaman zan altında kalmasına neden olduğu gibi öyle ya da böyle bir şekilde gerçekten de abisinin güvenini sarsar. Yine bu süreçte devlet görevlisi Shin Soo-Geun'ın gözlerden uzak tutarak büyütüğü kızı ile nişanlanması onaylanır. İkili farklı şartlarda tanışırlar ve birbirlerinin ilk aşkı olurlar. Ancak şüphe tohumları ekilmeye devam ederken  Lee Yeok'un abisi ile taht için karşı karşıya gelmesi kaçınılmazdır. Kanal 7'de Ömre Bedel adı ile yayınlanacak.
 
 
 Marriage Contract (2016)

2016 yılından bir dram hikayesi Marriage Contract. Ji-Hoon (Lee Seo-Jin) zengin bir adamın evlilik dışı ilişkisinden doğan ikinci oğludur. İş hayatında abisi ile rekabet halindedir. İşlettiği restoranda çalışanları tarafından sevilmeyen asık yüzlü,  hoşgörü yoksunu biridir. Annesinin zaman zaman eve gelip yarattığı taşkınlıklar canını bezdirmişken bir trafik kazasına karışır ve kızını korumaya çalışan anneye çarpar. Hastane sürecini yakından takip eder çünkü yasal boyutta başına iş açabileceğini hatta kendisinden para tırtıklayabileceğini düşünür. Oysa çocuğunun doğumundan kısa süre sonra eşini kaybedip dul kalmış Kang Hye-Soo'nın yavrusunu büyütmekten ve kocasından kalan borçları ödemekten başka bir arzusu yoktur. Bu nedenle sıkça tefecilerin baskısına maruz kalmakta bazen yer değiştirse bile genelde onlar tarafından bulunmaktan kurtulamamaktadır. Kontrolleri sırasında beyninde bir tümör keşfedilir. Ameliyat edilemeyecek bir bölgededir ama büyüklüğü henüz çok tehlike yaratan boyutta değildir. Doktor bir an önce tedaviye başlamasını  önerir.

Ji-Hoon kontrol sonuçlarını bizzat görür ve kadının da sorun çıkarmayacağına ikna olunca işinin başına döner. Kang Hye-Soo ise tesadüf eseri onun restoranında işe girer. Bir süre arkadaşının evine yerlerşir. Ji-Hoon annesinin kendisinden gizlediği sağlık sorununun şokunu atlatmaya ve karaciğer nakli için döner aramaya başladığı sırada Hye-Soo da yine tefecilerin kadrajına düşer. İhtiyacı olan parayı bulmasıysa mümkün değildir. Ta ki patronunun yardımcısıyla yaptığı konuşmada donör bulunursa verebileceği miktarı duyuncaya kadar. Birden adama gidip bunu yapabileceğni söyler. Karşısındakinin gözünde para karşılığı organını satabilecek kadar paragöz olduğu izlenimi uyandırmaktadır. Adam zamanı tükendiği için durumu değerlendirir. Tabii işin birde yasal boyutu vardır. İnceleme sıkı biçimde yapılmaktadır. Dolayısıyla Ji-Hoon bir kılıf uydurmaya karar verir. Evlenecekler ve Hye-Soo gelin sıfatı ile bu bağışı gerçekleştirecektir.


Hikayede Uee'ye rol verilmemiş olsa daha fazla sevebilirdim. Ancak bu oyuncunun dahil olduğu işleri bir türlü izlenir bulamıyorum. Yeteneksizlik demek biraz ağır kaçacak ama niye ısrarla rol veriliyır ki! Ajansınıda arkası güçlü biri mi var nedir?