Goblin (Guardian: The Lonely and Great God) (2017)
Emeraude
3/30/2017 12:34:00 ÖÖ
0 Comments
Serinin Orijinal Adı: Guardian: The Lonely and Great God
Türkçe Yayın: Koruyucu: Yalnız ve Görkemli Tanrı
Yapım Yılı: 2016-2017
Bölüm Sayısı:16+Özel Bölüm+2 Special
Eeeee bu kadar anlattım, (sadece ilk bölümdü merak etmeyin, çok daha fazlası ve mükemmel bir hikaye garanti : ) Daha da ilginizi çekmediyse ya fantastik serileri sevmiyorsunuzdur ya da bir kore dizi sever değilsinizdir muhtemelen. Eğer kendi inanç sistemimizi ya da değerlerimizi gözönüne alarak seyretmeye kalkarsanız rahatsız edici birçok olumsuzluk gözünüze batabilir. Ben bunları gözardı ettim ki normalde beğenilmiş yapımlara başlamadan önce belirgin önyargılarım olur. Hatta iki bölüm izleyip "eh işte!" düşüncesi eşliğinde birkaç haftalık bir ara sonrası devam etmiştim. Ben de böylesi yüksek bir beğeni hissi oluşturacağını da ummamıştım.Yayın kanalındaki Tüm zamanların en çok izlenen dizisi reytingini edindiğine göre ne kadar sevildiğini anlayın artık. Kısa sürmesi normalde memnuniyet verse de bu seri için aynı şeyi söylemem zor. Tadı damağımda kaldı. 16 bölüm değil 20, 30 ya da 50 olsa da izlerdim sanırım.
"Eğer tanrının insana taşıyabileceği kadar yük verdiği doğruysa beni gözünde fazla büyütmüş olabilir demektir bu."
Goblin Kim Shin
Lütfen bu noktadan sonra izlemeyen ve öncesinde film hakkında spoiler bilgi duymak istemeyenler aşağıda yazılanları okumasın. Okursa da kızmasın. Eee ben uyardım yani:)
* Goblin kavramı: Ortada birden fazla gezinen Goblin yok. Adamımız türünün tek örneği. Bu hale düşmesinin yegane sebebi tanrıya ettiği "kimse duymuyor" sitemi. Ölümsüzlüğü ise bir lütüf gibi gözükse de daha çok onun laneti gibi. Sevdiği herkese ister zamanlı ister zamansız veda etmesi gerekiyor ve her defasında kaybı için acı çekiyor. Huzur bulmak adına defaatle kılıcı çıkarmayı denese de başarılı olamıyor. En sonunda gelinini buldu, tamam artık rahata erecek dediğimizde bir de bakıyoruz ki arafta sıkışıp kalmış. Niye? Geliniyle yaptığı anlaşma dolayısıyla. Eee hani huzur bulacak, hiçliği karışacaktı. Hiç olmazsa tanrı adamı kar kış kıyametin hüküm sürdüğü bir diyarda 9 yıl süründürmek yerine niye rahat bir mekanda beklemesine imkan vermedi. Ne tanrıymış be mübarek. Gelini sayesinde geri geldi, oh be sonunda mutlu olacak diye beklerken bu kez sevdiğinin ölüm acısını tattı. Niye? Bayan Özel Durummuş falan filan. Tanrının sevdiği kul olabilmek diye bi kavramın yanından geçemedi zavallı adam. Nerdeyse bin yıl özlem çekti, acı duydu.
* Azrail Kavramı: Azrailler ister erkek ister kadın olsun insanlar arasında yaşıyor, yemek yiyor ve uyuyorlar. İş saatlerinde başlarına taktıları şapka ile görünmez olup rahmete erenleri çay evinden cennete ye da cehenneme postalıyorlar. Bakışlarıyla kişilerin hafızasını silebiliyor ya da verdikleri bir öpücükle onların önceki reankarne olmuş hayatlarını hatırlamalarını sağlayabiliyorlar. Peki nedir bu Kim Woo Bin lakaplı Wang (Kral) Yeo abimizin çilesi? O gözyaşı durmadı bir türlü. Kimliğini öğrenmesi de acısını azaltmaktan ziyade arttırdı. İntahar edişinin cezası niteliğindeki azap çektiği 300 yılın ardından azraillik görevini 600 yıl boyunca yaptı. Burada bulması gereken yanıt kendini affedebilmesiydi güya. Adamın hayatı sevdiğine hasret duymakla geçmiş. Yazık yaaa.
* Tanrı kavramı: Hikeydemizde dişisiyle erkeğiyle ortalıkta gezinen birden fazla tanrı mevcut. Kırmızılı hatun tanrıdan çok belkide baş melekti de ben anlayamadım. Merhamet ve af kavramından çok, uzaktan izleme ve insanoğlunun işine karışmama üzerine faaliyet gösteriyorlar. İnsan bedenlerini kullanıyor bazen de kelebek olup geziyorlar. Bir blogda oyuncusu tasvir edilirken beni çok eğlendiren ve gülümseten "içine tanrı kaçmış" diye bir tanımlama kullanılmıştı. Ancak böylesine cuk diye oturabilirdi herhalde bir kavram.
* Reankarnasyonla Yeniden Doğmak: İnsanını dört kez yeniden doğma şansına sahip olduğu hikayemizde reankarnasyonun lütüf mu yoksa bir ceza mı olduğunu anlamak zor. Özgür irade ile karar vermek söz konusu olunca Eun Tak neyine güvenip o kararı aldı bilemedim. Tekrar dirilirim diye hesap yapmamıştı herhalde. Çünkü ölüp de azrail eşliğinde çay evinin yolunu tutmadan kaçıncı hayatını yaşadığını bilmen mümkün değil.
Rahatsız edici noktalar:
* İnsanın gözüne sokulan ürün reklamları: Bir dizide böylesi reklam kalabalığını daha önce gördüğümü hatırlamıyorum. Hayli rahatsız ediciydi.
* 9 yılın ardından aynı telefon modelini kullanmaları günümüzün teknoloji gelişim şartlarında mümkün değil. Dizidekinin bir sonraki modeli çıktı bile.
GOBLİNDEKİ KİMİ ZAMAN AĞLATAN KİMİ ZAMAN CUK DİYE OTURAN ŞARKILAR
- Aliee'nin Seslendirdiği I Will Go To You Like The First Snow hikayede geçtiği üzere ilk karı konu ediyor ve özellikle burukluk yaratan veda sahnelerinde içimizi sızlatıyor. (Her izleyişimde gözyaşım sel oldu ya:( Uzun zamandır bir şarkıyı böylesine adeta takıntı haline getirerek dinlememiştim. Bayıldım. Sanatçının güçlü vokalini de ayrı beğenirim zaten.
- Crush: Beautiful.
- Sam Kim: Who Are You
- Chan Yeol (Exo) & Punch: Stay with me
Not: Şarkı sözleri ve Türkçe çevirleri için Tıklayınız
Türkçe Yayın: Koruyucu: Yalnız ve Görkemli Tanrı
Yapım Yılı: 2016-2017
Bölüm Sayısı:16+Özel Bölüm+2 Special
Goblin ülkesinde sadece 2017’ye değil dizi yayın tarihine iz bırakan, izleyicisinin gönlünde nefis hisler uyandıran bir öykü sunuyor. Başrolde 30’lu yaşların karizması ve çekiciliğyle arz-ı endam eden yalnız ve hüzünlü Goblin ve Goryeo’lu Kim Shin (Yu Jung Shin, Yu Hi Shin, Yu Shin Jea) rolünde Gong Yoo ve daha önce sinemadan dizi sektörüne ilk geçişi Cheese in Trap dizisyle beğeni toplayan Ji Eun Tak rolüyle Kim Go Eun var. Yan karakterler de en az başroller kadar renkli ve eğlenceli. Lee Dong-wook ölüm meleği nam-ı diğer isimsiz ama uydurma adıyla Kim Won Bin, ilk görüşte gözyaşı dökerek aşık olduğu Sunny rolünde Yoo In-na, her daim Samçun (amca) diyerek ortalarda gezinen üçüncü nesil varis ama kredi kartı yoksunu Yoo Deok Hwa rolünde BTOB grubundan Yook Sung-jae'ye kadar göz alıcı ve eğlenceli bir kadro seçilmiş.
Kalabalık bir oyuncu kitlesiyle renklenen hikâyemiz Goblin’in varoluş dönemi Goryeo devrinden bir kesitle başlıyor. Göz alıcı bir başka zaferle dönen komutan Shin kılıcını adadığı efendisi genç kral Yeon’un ağzından çıkan tek bir emirle tebaasını, askerlerini ve biricik kız kardeşini sonrasında ise hayatını kaybeder. Son nefesini verirken yakarışı inanmadığı ve bu kaderi yaşatan tanrıyadır. Göğsünde saplı kılıcıyla öldüğü yerde dirildiğinde ise tanrının kendisine verdiği yanıt ve buyruğu, kılıcın sadece gelininin çıkarabileceği ve ölümün huzurunu ancak o zaman tadacağıdır.
Ete kemiğe büründüğü an hayatına son vermeye mecbur bırakılan askeri uzun yılların ardından yaşlanmış ve torunu ile yattığı yeri ziyarete gelmiştir. Artık ölümsüz bir ruh ve bedene sahip olan Kim Shin’in tek düşüncesi ise yaşadıklarının, kaybettiklerinin bedelini ödetmektir. Genç kralı değil danışmanının, beynini zehirli düşüncelerle dolduran akıl hocası Park Jong Won’un boynunu kırarak canını alır. Dirildiği yere döndüğünde dedesinin gömen yas içindeki çocukla karşılaşır. Bundan böyle kaybettiği her insanının acısını yüreğine kazınırken ve ölümsüzlüğün bir ödül değil de aynı zamanda bir ceza olduğunu anladığı o uzun sürecin ilk gideni için gözyaşı döker. Dedesinin son arzusunu yerine getirmek için kendisini hizmetine almasını isteyen çocukla birlikte ülkeden ayrılır. Böylece uzun soluklu yaşam hikâyesinde geride her defasında veda ederek ve yapayalnız dolaşarak zamanını geçirir. Milenyum öncesi Seoul göğünün altında içkisini yudumlarken insanların yardım çağrılarını dinler ve tam da o anda kaza geçirmiş ve kanlar içinde kendisi için değil bebeğinin hayatı için nefes almaya çalışan, ölmek üzere olan bir kadının yakarışını duyar. Merhameti iki canın kurtuluşu olur. O gece iki ruhu almak için gelen ölüm meleği içinse özel durum kaydı tutmak ve bir dizi evrak işi düzenlemek anlamına gelmektedir.
Sekiz yıl sonra kendisine "Goblinin Gelini" olduğunu fısıldayan iki dünya arasında sıkışmış ölülerin ruhlarını görebilme yeteneğine sahip Eun Tak doğum gününde annesini ansızın sonsuzluğa uğurladığı gece "Özel Durum" olarak kayda geçen ve listede yer almayan kayıp ruhu izlemeyi sürdüren ölüm meleği tarafından köşeye sıkıştırılır. Derken mahallede kimi zaman incik boncuk kimi zaman sebze satan yaşlı ninesi tarafından engellenir. On yıl sonra artık 19 yaşındadır. Tek başına kaldığı o gecenin ardından evine sığındığı ama annesinin bıraktığı sigorta parası için her gün kendisini canından bezdiren cadaloz teyzesinin yanında mutsuz bir yaşam sürmektedir. Yine doğum günüdür ve yalnızdır. Annesini kaybettiği onca yıldan sonra kucağında pasta ile dilek dilemek için sahilde oturup tanrıya yakarır. Öncekinde annesini kaybettiği için dua etmeyişini görmezden gelmesini ve cebine birkaç kuruş koyabileceği bir iş isterken, kötü kalpli akrabalarına el atmasını ve bir de erkek arkadaş vermesini diler.
Uzun bir süre sonra evinde dönen Goblin hizmetindeki Yoo ailesinin artık hayatının son dönemindeki hizmetkarı tarafından karşılanır. Yeğeni aklı on karış havada gezen çapkın yakışıklı Yoo Deok Hwa söylene söylene ikilinin sohbetini böler. Dedesinin cimriliği karşısında amcasının seyahate çıkacağını öğrenince evi kiraya verir. Sözleşme imzaladığı kişinin ölüm meleği olduğundan habersizdir. Günümüzdeki adıyla Yu Shin Jea kendini postalamayı planlayıp bu işe bulaştığı için yeğenine köpürür ama imzalayan ölüm meleği olunca kontratı iptal etmesi mümkün gözükmez. Böylece iki zıt karakter aynı mekanı paylaşmak durumunda kalır. Hiçliğe karışıp son nefesini verdiği yerde elinde bir demet karabuğday çiçeğiyle gezinirken, Eun Tak'ın yakarışını diğer çağrılar gibi duyar. Ancak bu kez ellerinden hafif dumanlar çıktığını görür. Daha önce yaşamadığı bir durum gerçekleşir. Bir ölümlü tarafından çağrılmıştır!
Eun Tak karşısında biten adamın tuhaf cümleleri yüzünden hayalet olduğunu düşünür. Vaadettiği tavuk restoranındaki iş bulacağı yönündeki sözüne güvenip çevre mekanlarda iş arar. Sonunda yorgun düşerken bir banka çöktüğünde karşılaştığı adama iki çift laf etmek için neden numarasını almadığına söylenir. Kazara tutuşan çöpü söndrmek için var gücüyle üfleyişi fakında olmasa da Goblin'i çağırmasının yegane yoludur. Adam karşısında belirince şaşırıp kalır. Sonra dileklerini gerçekleştirmediği için sitemlerini sıralar. Yabancının mavi dumanlar eşliğinde ayrılmasının ardından bu kez çağırma işini nasıl yaptığına kafa yorar. Keşfetmesi uzun sürmez. Ne de olsa kızımız okulda başarılı, akıllı. Sonraki süreçte olur olmaz anlarda çağırma denemeleri yapıp yetişkin bir adamı oradan oraya sürüklediği için halinden memnun en son soluğu kütüphane koridorda almış ve yüklediği telefon uygulamasındaki mumu söndürerek bir diğer denemesini yapmıştır.
Goblin bir kez daha istemsiz biçimde Eun Tak'ın karşısında belirir. Geçmişte kaybettiği hizmetkarlarını anmak için iki dirhem bir çekirdek giyinen yakışıklı adam için liseli kızın tavırlarını sindirmek muhtemelen o kadar da kolay değildir. Eun Tak, kısaca "goblin misin?" diye sorarken hangi okula gidiyorsun der gibidir. Ardından sanki sıradan birşeyden bahsedermiş gibi Goblin'in Gelini olduğunu ileri sürer ve kanıt olarak boynundaki doğum izini gösterir. Hayaletlerin doğduğundan beri ona bu şekilde seslendiklerini söyler. Sözlerine sessizlikle karşılık verse de adamın aklından geçen şey 939 yıllık uzun arayışının sonuna gelip gelmediğidir. Ondaki belirgin şeyi görüp görmediğini anlamak için sorar. Ancak kız görüyor gözükmeyince bir kapıyı açıp O'nu ve gevezeliklerini gerisinde bırakmak ister. (Goblinimiz pasaporta ihtiyaç duymaksızın kapıları açıp ülke ülke gezebilmekte. Bu noktada yönetmenin başlangıçta bazı sahneleri Kapadokya'da çekme düşüncesinde olduğu açıklamasını esefle hatırladım. Tabii o dönemde ülkemiz malum sebeplerden ötürü muhtemelen güvenli gelmemişti) Tam kafasını dinleyeceğini düşünürken kız arkasından aynı şekilde girince hayatının bir başka şaşkınlığını yaşar. Kendini bir anda Kanada'da Quaebec şehrinde bulan Eun Tak ise geçirdiği şoku kolayca atlatıp keyifle ortalıkta gezinmeye başlar.
Uzun bir süre sonra evinde dönen Goblin hizmetindeki Yoo ailesinin artık hayatının son dönemindeki hizmetkarı tarafından karşılanır. Yeğeni aklı on karış havada gezen çapkın yakışıklı Yoo Deok Hwa söylene söylene ikilinin sohbetini böler. Dedesinin cimriliği karşısında amcasının seyahate çıkacağını öğrenince evi kiraya verir. Sözleşme imzaladığı kişinin ölüm meleği olduğundan habersizdir. Günümüzdeki adıyla Yu Shin Jea kendini postalamayı planlayıp bu işe bulaştığı için yeğenine köpürür ama imzalayan ölüm meleği olunca kontratı iptal etmesi mümkün gözükmez. Böylece iki zıt karakter aynı mekanı paylaşmak durumunda kalır. Hiçliğe karışıp son nefesini verdiği yerde elinde bir demet karabuğday çiçeğiyle gezinirken, Eun Tak'ın yakarışını diğer çağrılar gibi duyar. Ancak bu kez ellerinden hafif dumanlar çıktığını görür. Daha önce yaşamadığı bir durum gerçekleşir. Bir ölümlü tarafından çağrılmıştır!
Eun Tak karşısında biten adamın tuhaf cümleleri yüzünden hayalet olduğunu düşünür. Vaadettiği tavuk restoranındaki iş bulacağı yönündeki sözüne güvenip çevre mekanlarda iş arar. Sonunda yorgun düşerken bir banka çöktüğünde karşılaştığı adama iki çift laf etmek için neden numarasını almadığına söylenir. Kazara tutuşan çöpü söndrmek için var gücüyle üfleyişi fakında olmasa da Goblin'i çağırmasının yegane yoludur. Adam karşısında belirince şaşırıp kalır. Sonra dileklerini gerçekleştirmediği için sitemlerini sıralar. Yabancının mavi dumanlar eşliğinde ayrılmasının ardından bu kez çağırma işini nasıl yaptığına kafa yorar. Keşfetmesi uzun sürmez. Ne de olsa kızımız okulda başarılı, akıllı. Sonraki süreçte olur olmaz anlarda çağırma denemeleri yapıp yetişkin bir adamı oradan oraya sürüklediği için halinden memnun en son soluğu kütüphane koridorda almış ve yüklediği telefon uygulamasındaki mumu söndürerek bir diğer denemesini yapmıştır.
Goblin bir kez daha istemsiz biçimde Eun Tak'ın karşısında belirir. Geçmişte kaybettiği hizmetkarlarını anmak için iki dirhem bir çekirdek giyinen yakışıklı adam için liseli kızın tavırlarını sindirmek muhtemelen o kadar da kolay değildir. Eun Tak, kısaca "goblin misin?" diye sorarken hangi okula gidiyorsun der gibidir. Ardından sanki sıradan birşeyden bahsedermiş gibi Goblin'in Gelini olduğunu ileri sürer ve kanıt olarak boynundaki doğum izini gösterir. Hayaletlerin doğduğundan beri ona bu şekilde seslendiklerini söyler. Sözlerine sessizlikle karşılık verse de adamın aklından geçen şey 939 yıllık uzun arayışının sonuna gelip gelmediğidir. Ondaki belirgin şeyi görüp görmediğini anlamak için sorar. Ancak kız görüyor gözükmeyince bir kapıyı açıp O'nu ve gevezeliklerini gerisinde bırakmak ister. (Goblinimiz pasaporta ihtiyaç duymaksızın kapıları açıp ülke ülke gezebilmekte. Bu noktada yönetmenin başlangıçta bazı sahneleri Kapadokya'da çekme düşüncesinde olduğu açıklamasını esefle hatırladım. Tabii o dönemde ülkemiz malum sebeplerden ötürü muhtemelen güvenli gelmemişti) Tam kafasını dinleyeceğini düşünürken kız arkasından aynı şekilde girince hayatının bir başka şaşkınlığını yaşar. Kendini bir anda Kanada'da Quaebec şehrinde bulan Eun Tak ise geçirdiği şoku kolayca atlatıp keyifle ortalıkta gezinmeye başlar.
Eeeee bu kadar anlattım, (sadece ilk bölümdü merak etmeyin, çok daha fazlası ve mükemmel bir hikaye garanti : ) Daha da ilginizi çekmediyse ya fantastik serileri sevmiyorsunuzdur ya da bir kore dizi sever değilsinizdir muhtemelen. Eğer kendi inanç sistemimizi ya da değerlerimizi gözönüne alarak seyretmeye kalkarsanız rahatsız edici birçok olumsuzluk gözünüze batabilir. Ben bunları gözardı ettim ki normalde beğenilmiş yapımlara başlamadan önce belirgin önyargılarım olur. Hatta iki bölüm izleyip "eh işte!" düşüncesi eşliğinde birkaç haftalık bir ara sonrası devam etmiştim. Ben de böylesi yüksek bir beğeni hissi oluşturacağını da ummamıştım.Yayın kanalındaki Tüm zamanların en çok izlenen dizisi reytingini edindiğine göre ne kadar sevildiğini anlayın artık. Kısa sürmesi normalde memnuniyet verse de bu seri için aynı şeyi söylemem zor. Tadı damağımda kaldı. 16 bölüm değil 20, 30 ya da 50 olsa da izlerdim sanırım.
GOBLİN'İN BANA DÜŞÜNDÜRDÜĞÜ ŞEYLER
Goblin Kim Shin
Lütfen bu noktadan sonra izlemeyen ve öncesinde film hakkında spoiler bilgi duymak istemeyenler aşağıda yazılanları okumasın. Okursa da kızmasın. Eee ben uyardım yani:)
* Goblin kavramı: Ortada birden fazla gezinen Goblin yok. Adamımız türünün tek örneği. Bu hale düşmesinin yegane sebebi tanrıya ettiği "kimse duymuyor" sitemi. Ölümsüzlüğü ise bir lütüf gibi gözükse de daha çok onun laneti gibi. Sevdiği herkese ister zamanlı ister zamansız veda etmesi gerekiyor ve her defasında kaybı için acı çekiyor. Huzur bulmak adına defaatle kılıcı çıkarmayı denese de başarılı olamıyor. En sonunda gelinini buldu, tamam artık rahata erecek dediğimizde bir de bakıyoruz ki arafta sıkışıp kalmış. Niye? Geliniyle yaptığı anlaşma dolayısıyla. Eee hani huzur bulacak, hiçliği karışacaktı. Hiç olmazsa tanrı adamı kar kış kıyametin hüküm sürdüğü bir diyarda 9 yıl süründürmek yerine niye rahat bir mekanda beklemesine imkan vermedi. Ne tanrıymış be mübarek. Gelini sayesinde geri geldi, oh be sonunda mutlu olacak diye beklerken bu kez sevdiğinin ölüm acısını tattı. Niye? Bayan Özel Durummuş falan filan. Tanrının sevdiği kul olabilmek diye bi kavramın yanından geçemedi zavallı adam. Nerdeyse bin yıl özlem çekti, acı duydu.
* Azrail Kavramı: Azrailler ister erkek ister kadın olsun insanlar arasında yaşıyor, yemek yiyor ve uyuyorlar. İş saatlerinde başlarına taktıları şapka ile görünmez olup rahmete erenleri çay evinden cennete ye da cehenneme postalıyorlar. Bakışlarıyla kişilerin hafızasını silebiliyor ya da verdikleri bir öpücükle onların önceki reankarne olmuş hayatlarını hatırlamalarını sağlayabiliyorlar. Peki nedir bu Kim Woo Bin lakaplı Wang (Kral) Yeo abimizin çilesi? O gözyaşı durmadı bir türlü. Kimliğini öğrenmesi de acısını azaltmaktan ziyade arttırdı. İntahar edişinin cezası niteliğindeki azap çektiği 300 yılın ardından azraillik görevini 600 yıl boyunca yaptı. Burada bulması gereken yanıt kendini affedebilmesiydi güya. Adamın hayatı sevdiğine hasret duymakla geçmiş. Yazık yaaa.
* Tanrı kavramı: Hikeydemizde dişisiyle erkeğiyle ortalıkta gezinen birden fazla tanrı mevcut. Kırmızılı hatun tanrıdan çok belkide baş melekti de ben anlayamadım. Merhamet ve af kavramından çok, uzaktan izleme ve insanoğlunun işine karışmama üzerine faaliyet gösteriyorlar. İnsan bedenlerini kullanıyor bazen de kelebek olup geziyorlar. Bir blogda oyuncusu tasvir edilirken beni çok eğlendiren ve gülümseten "içine tanrı kaçmış" diye bir tanımlama kullanılmıştı. Ancak böylesine cuk diye oturabilirdi herhalde bir kavram.
* Reankarnasyonla Yeniden Doğmak: İnsanını dört kez yeniden doğma şansına sahip olduğu hikayemizde reankarnasyonun lütüf mu yoksa bir ceza mı olduğunu anlamak zor. Özgür irade ile karar vermek söz konusu olunca Eun Tak neyine güvenip o kararı aldı bilemedim. Tekrar dirilirim diye hesap yapmamıştı herhalde. Çünkü ölüp de azrail eşliğinde çay evinin yolunu tutmadan kaçıncı hayatını yaşadığını bilmen mümkün değil.
Rahatsız edici noktalar:
* İnsanın gözüne sokulan ürün reklamları: Bir dizide böylesi reklam kalabalığını daha önce gördüğümü hatırlamıyorum. Hayli rahatsız ediciydi.
* 9 yılın ardından aynı telefon modelini kullanmaları günümüzün teknoloji gelişim şartlarında mümkün değil. Dizidekinin bir sonraki modeli çıktı bile.
GOBLİNDEKİ KİMİ ZAMAN AĞLATAN KİMİ ZAMAN CUK DİYE OTURAN ŞARKILAR
- Aliee'nin Seslendirdiği I Will Go To You Like The First Snow hikayede geçtiği üzere ilk karı konu ediyor ve özellikle burukluk yaratan veda sahnelerinde içimizi sızlatıyor. (Her izleyişimde gözyaşım sel oldu ya:( Uzun zamandır bir şarkıyı böylesine adeta takıntı haline getirerek dinlememiştim. Bayıldım. Sanatçının güçlü vokalini de ayrı beğenirim zaten.
- Crush: Beautiful.
- Sam Kim: Who Are You
- Chan Yeol (Exo) & Punch: Stay with me
Not: Şarkı sözleri ve Türkçe çevirleri için Tıklayınız