Kayan Yazı

Başrolünde Lee Min Ho ve yeni nesilin sevilen oyuncusu Ahn Hyo Seop'u bir araya getiren sinema filmi "Omniscient Reader's Viewpoint" 2024'te yayınlanacak

29 Aralık 2016 Perşembe

Second To Last Love (2016)

12/29/2016 12:25:00 ÖÖ 0 Comments

Olta ve büyük balık şansım devam ediyor. Ergen işi diziler zaten bir süredir ilgi alanımdan çıktı. Dolayısıyla bu tip yetişkin insanların gündelik yaşamından kesitler sunan ama bir ölçüde dram ve hüzün de barındıran hikayeleri izlemeyi dinlendirici ve daha keyifli buluyorum. Second To Last Love orta yaşlarındaki iki insanın talihsiz, sinir bozucu ve yanlış anlaşılmalar yumağında değişip gelişen ilişkisini anlatıyor.

Ko Sang-Sik çevre işleri müdürlüğünde çalışan kuralcı, disiplinli, işini hakkıyla yapmaya azmatmiş bir adamdır. Ekibindekilerin kimi zaman yol açtığı sorunları çözmek gibi tatsız birçok şeyle uğraşır. Ailesiyle Seul dışında doğa içinde bir yerde yaşamakta her gün bisikletle işe gidip gelmektedir. O günlerde ansızın birimi bir diğeriyle birleştirilince amiri de değişir. Kang Min-Joo ise dizi yapımcısı başarılı bir iş kadınıdır. Kanalda yaşanan her sorunun yegane sonuçlandırıcısı ve tam bir profesyoneldir. Şu anda devam eden dizi için Ko Sang-Sik'ın düzenleme işlerini yürüttüğü mekanı kullanmak ister. Ancak karşılıklı yazışma arasında yaptığı yazım hatası karşı tarafın sinirlerini zıplatınca beklediği onayı alamaz. Yetiştirmesi gereken bir çekim takvimi vardır. En sonunda sorunu çözeceğini söyleyip ekibi sahaya yönlendirir. Ko Sang-Sik kabul edilmemesine rağmen çekime gelindiğini öğrenince iyice sinirlenir. Sonrasında görürür ki onayı kendi üst yetkilisi vermiştir. Kadının bakış açısı bir bakıma mantıklıdır. Şimdilerde mekan tanıtımında en etkin yol dizilerdir ve o da bu imkanı değerlendirmek istemiştir.

Kang Min-Joo her ne kadar dediğim dedik adamı imzalı onayla yense de şimdi atlama gerektiren bir sahne için ortalığı birbirine katan genç oyuncuyu sakinleştirmesi gerekmektedir. Ekipmanların güvenliği konusunda ikna edemeyince içini rahatlatmak için atlayış yapmayı kabul eder. Ne yazık ki bilmediği şeyse bu etkinlik henüz deneme aşamasındadır ve onay alınmadan sadece kurulumu yapılmıştır. Çekim ekibi tam da o sırada alana gelip kendilerini uyaran Ko Sang-Si'ye kulak asmaz. Kang Min-Joo havada yaylı sistemle birkaç kez gidip gelir. Sonra birden herkesin dehşete düşen bakışları arasında bağlardan biri kopar ve suya gömülür. Ko Sang-Sik olaya şahit olunca bir kez daha şansına söylenip göle atlar. Suni tenefüs sonrası Kang Min-Joo ciğerlerinde kalan suyu adama püskürterek kendine gelir. Genç kadın güzel bir özür beklerken sorumsuzluk ve dikkatsizlikle suçlanınca ikili bir kez daha didişmeye başlar.

Yaşananlar astı Cha Soo-Hyuk'un ihmalinden kaynaklansa da Ko Sang-Sik yönetici sıfatıyla kendisinin de ihmal ettiği şeyler olduğunu öne sürüp genç adamın disiplin cezası almasını engeller. Kang Min-Joo  bu arada şehirden taşınır ve tesadüfen Ko Sang-Sik'in kiracısı olur. Ne yazık ki O'nun için de işler ters gitmektedir. Çalıştığı dizi çalıntı senaryo ithamlarıyla karşı karşıya kalınca zor duruma düşer. Hikayenin asıl sahibiyle anlaşmak durumundadır ve esefle fark eder ki bu kişi Ko Sang-Sik'in kızkardeşidir. Görünüşe göre bir takım nedenlerden adamın çalıştığı bu sektöre belirgin bir hoşnutsuzluğu vardır. Geçmişte yaşadığı olay ölümle sonuçlanmış ve adamda ansiyeteye varan bir travma bırakmıştır. 

 

Notlar:

Second To Last Love aynı adlı japon film ve dizi serisinin Kore uyarlamasıdır.

24 Aralık 2016 Cumartesi

Hwarang (2016)

12/24/2016 11:16:00 ÖS 0 Comments
Serinin Orijinal Adı: Hwarang
Hwarang: The Poet Warrior Youth (화랑 (花郞), Flowering Knights)
Türkçe Yayın: Çiçek Şövalyeler
Yapım Yılı: 2016
Bölüm Sayısı:20


Hikaye ülkenin Koguryo, Bekçe ve Şilla zamanında yani üç krallık döneminde geçiyor. Genç kralı kötü gözlerden uzakta tutan kraliçe Jiso (Rol alan oyuncu: Kim Ji-Soo) oğluna karşı pek de anaç duygular içinde de değildir. Bir yandan ülkeyi birarada tutarken bir yandan da kuyusunu kazmaya çalışan devlet adamlarının türlü komplolarını bertaraf etmeye uğraşır. Yaşamını perdeler ardında va gözlerden uzak yaşayan  genç kral Sam Maek Jong (Rol alan oyuncu: Park Hyung-Sik ) ise kendisini henüz zayıf ve deneyimsiz olarak nitelendiren kontrolcü ve hesapçı kraliçe annesinin kararını içten içe kırılsa da kabullenir. Sıkca gittiği Ginseng evinde zaman geçirmektedir. (O zamanin içkili mekanı ve bazen de genelevi olarak kabul edilen yerler) Esas kızımız A Ro (Rol alan oyuncu: Go Ara) ise borçları yüzünden sıkıntı yaşayan babasına katkı için zaman zaman buraya gelmekte ve genç hanımlara erkeklerle ilgili romanik ve biraz da erotik hikayeler ankatarak üç beş kuruş kazanmaya çalışmaktadır. Genç kral kızın anlattığu öykülerden birine kulak misafiri olurken bunu hayli eğlendirici bulur. Öykünün kalanını dinlemeye ve özellike anlatıcıyı görmeye karar verir. A Ro anlatım karşılığında sunulan gümüşleri geri çeviremez ve sonuç itibarıyla her anlamda etkileyici ve hoş görünen adama hikayeyi sunmaya koyulur. Gecenin ilerleyen saatlerinde görünüşe göre huzurlu uykuya hasret kralımız kabuslarından biriyle uyandığında odanın zemininde anlatıcısının adeta sızmış gibi horuldadığını görürü ve bu manzayı keyifle izler.


Şehrin bir başka köşesinde ise Moo Myung (Rol alan oyuncu: Park Seo-Joon) uzun süre önce izini kaybettiği kayıp babasını ve kızkardeşini arayan yakın dostu Mak-Moon (Rol alan oyuncu: Lee Kwang-Soo) ile henüz başkente gelmiştir. Arayışlarının onları kızkardeşinin de sahip olduğu kolyenin benzerini takan bir kıza ve Ginseng evine götürdüğü akşam yaşanabilecek en talihsiz olaylardan biri gerçekleşir ve Mak-Moon tamamen tesadüf eseri genç kralla karşılaşır. Ancak onun yüzünü görmesi saklı tutulması gereken sırrın ifşası anlamına gelmektedir. Tabii durumu farkına varmasa da kralın muhafızları tarafından aranmaya başlanır.  Mak-Moon çay evinde elit tabakadan sayılabilecek Yeo Wool tarafından tartaklandığı sırada hasır şapkasının yüzünü mükemmel biçimde gizlediği Moo Myung olaya müdahale edip O'nu kurtarır. Bu arada Yeo Wool'a da temiz bir ders verir. Gizemli dövüşçünün sergilediği beceriyi memnuniyetle izleyen Soo Ho, Ban Ryu'ya laf atar.  Görünüşe göre Soo Ho ve Ban Ryu önderliğinde birçoğı bakan çocuğu gibi gözüken iki grubun elit tipleri arasında belirgin bir sürtüşme mevcuttur. Olay büyümeden Moo Myung arkadaşıyla mekanı terk eder. Şehrin dışında soluklandıkları sırada muhafızlar tarafından kuşatılırlar. Kılıç darbeleriyle ağır yaralanan Moo Myung'u korumak isteyen Mak-Moon'un da kaderi farklı olmaz. Moo Myung bilncini kaybetmeden gördüğü yegane şeyse saldırıyı sözleriyle durduran, bileğinde belirgin bir bilelik taşıyan yüzünü görmediği bir erkektir. Son anlarını yaşayan dostuyla bir ağaca yaslanmış haldelerken gün boyu kolyeyi soran adamı yıllardır görmediği oğlu olabileceği umuduyla arayan bir diğer kişi, Song Young-Kyu onları kanlar içinde bulduğunda yapacak birşeyi kalmamıştır. Yılların ardından sadece birkaç dakikacık görebildiği oğlunu gömüp baygın haldeki Moo Myun'u tedavi eder. Günler sonra kraliçe Jiso Hwarang adını verdiği ve tamamı genç ve mükemmel görünümlü erkeklerden oluşacak askeri birlik kurulacağını ilan eder...

Moo Myun uyanabildiğinde başına gelenleri hazmetmeye ve  zayıfların ezildiği bu dünyada dostuna yapılanın hesabını sormaya karar verir. Mak-Moon'un bulmak için yanıp tutuştuğu ve şaka yollu evlenmesi için de  izin verdiği kızkardeşinin varlığı canını yakmaktadır. Şehirde öylesine  dolaşırken o geceki bilekliği takan kişini yanından geçtiğinde peşine düşmekte tereddüt etmez. Bir süre sonra izlendiğini anlayan Sam Maek Jong ise ansızın kendisine saldıran düşmanının sözleriyle yüzünü gördüğü için hayatına son verilen pek çok kişiden birinin ortadan kaldırıldığı o geceyi anımsar. Öte yandan birkaç dakika konuşmak için beraberinde sürüklediği A ro'nun hayatı da şu durumda  tehlikededir. A ro'dan uzaklaşmasını isteyip rakibine karşılık verir. Kapı bölmeleri yüzünden labirenti andıran oda da kılıcını savuran Moo Myun kasıtsız şekilde tam da kızı hedef alır. Sam Maek Jong araya girer. Dövüşün yönü uzaklaşınca kendini dışarı atan Aro, Moo Myun'dan iyice korkar. Sam Maek Jong, kimliğinin açıka çıkacağı endişesiyle mekanı terk eder. Ancak kral olduğunu gösteren bilekliği düşürür. Tabii onu bulan kişi de Moo Myun'dur.

Günler sonra Sam Maek Jong, Hwarang olmak için kapı aşındırıken A ro da babasının abisi olarak tanıttığı Moo Myun'u kabullenmeye çalışmaktadır. Yeni bir dizi olayın yaşanacağı o gün, kraliçe oğlunun doğum günü için temsilen taşınan boş bir tahtla geçit törenine iştirak etmektedir ve muhafızı da elbette oradadır. Katili görürü görmez tanıyan Moo Myun saldırıya geçmekte tereddüt etmez. Ancak kalabalık korumaların ördüğü duvarı aşması mümkün değildir. Tahtından çıkan kraliçe görünüşe göre olay çıkaranın itiraf etmeyeceği aşikar olunca oracıkta idam hükmü verir ki ortaya çıkan Song Young-Kyu aptal oğlu için afedilemek  için huzurunda diz çöktüğünde bir an için hatıralarında kaybolur. Görünüşe göre ikilinin paylaştıığı yakınlık ve sır dolu geçmiş şu an ki nesli etkileyecek niteliktedir. Kraliçenin Moo Myun'a sunduğu tek seçenek Hwarang'lara katılması karşılığında babası ve kızkardeşinin hayatta kalabileceğidir.

Hwarang kabul törenine sayılı günler evine dönen Song Young-Kyu kızından abisine temel konularda eğitim vermesini ister. Önce kaligrafi çalışırlar ardından da binicilik. İkincisi tatsız bir kazayla sonuçlanır ve A ro kontrolden çıkıp vahşileşen atın sırtından düşerken kendisini tutan abisi ve hayvanın önünü kesip durduran Sam Maek Jong sayesinde yara almaz. Ancak çok korkar ve bebek gibi ağlar. (Önceleri sevimli gelmişti bu ağlama olayı ama sıklaşınca kabak tadı verdiğini söylemeden edemeyeceğim!) Onları izlerken Sam Maek Jong fark eder ki kızın yanındaki o adam önceki gece düşürdüğü bilekliğini takmaktadır ve o anda O'nun dövüştüğü kişi olduğunu fark eder. Tabii kendisi o sırada yüzünü gizlediği için Moo Myun karşısındakini tanıyamaz. Dönüş için yola koyulmuşlardır ki  Soo Ho liderliğindeki üç atlının kendilerine doğru geldiğini fark ederek dururlar. Kendilerini Hwarang olarak tanıtıan gençler bir oyun için onlara katılmalarını önermektedir. Böylece Moo Myun ve Sam Maek Jong kendilerini futbol maçında Ban Ryu ve tayfasına karşı mücadele ederken bulurlar. Bir kenarda gülücükler eşliğinde abisini takip edip ve atışlarını hevesle alkışlayan A ro'yu izleyen tek göz kıskançlık modundaki Sam Maek Jong değildir. Görünüşe göre daha önce Moo Myun ile sorun yaşayan ve öldü söylentisine inanmayan çete lideri iyi bir yem bulmuştur. Hayli mücadele içinde geçen maç her zamankinin aksine  Soo Ho ve takımının galibiyetiyle sonuçlanırken Ban rakipleri sonuçtan memnuniyet duymaz. Ertesi sabah tören öncesi A Ro abisinin dış görünüşü için son rötüşleri yapmış sonrasında birlikte çarşıda gezintiye çıkmışlardır. Moo Myu'nun kısa süre için ayırdığı bakışları tekrar kızkardeşine yöneldiğinde O'nu bıraktığı yerde göremez ve kalabalığın içinde bir takım adamların arasında sürüklendiğini görür. Peşlerine düşmek için koşarken onu kendisi gibi Hwarang kıyafetlerini farkeden Sam Maek Jong' da hayli rahatsız edici bulduğu duruma söylenerek aynı biçimde Moo Myu'nu takip eder. Çok geçmeden çete üyeleri ve lideriyle burun buruna gelirler. Düşmanlarını alt edip kaçabildiklerinde ise katılmaları gereken kabul töreni sona ermek üzeredir. Bağlılık yeminlerini izlerken geçirdiği şok sonrası kraliçe bir Hwarang olarak alanda ilerleyen oğlunun seçimini sessizce kabullenmek zorunda kalır. İki genç adamın yeni hayatı böylece başlar.
 
 
Editör Yorumu:
 
- Dizide ünü tüm dünyaya yayılan ve Kpop'u zirveye taşıyan BTS grubu üyesi V (Kim Tae-Hyung) ilk oyunculuk denemesiyle yer aldı. Keşke öncesinde biraz ders falan alsaymış. Yaşının genç oluşu ve acemiliği bir yana bana göre vasat ve başarısızdı. Gerçi rolün kendisi boştu. Bu da bir etken olabilir:) (Heyyyy !!! BTS Army üstüme gelmeyin. Sizin fikriniz size benim ki bana ait!!!) 


- Dizi iki haneli izleme oranlarına ancak yarısı yayınlandığında erişebildi. Aslında konu itibariyla ilk 12 bölümü sıkılmadan izlemek mümkün. Ancak Oyuncu Go Ara'nın sevimli olmak için verdiği çaba durumu daha beter hale getirdi sanki.Ve o sonradan çıkan prenses gibi bazı karakterler konuyu banalleştirip varlıkları itibariyla de hikayeye hiç birşey  katmadı. Hatta sıkıcılaştırdı. Diziye konan kadın karakterler ancak bu kadar uyumsuz ve irrite edici olabilirdi herhalde!
 
 


Şarkı Sözleri İçin Tıklayınız

12 Aralık 2016 Pazartesi

W - Two Worlds (2016)

12/12/2016 04:35:00 ÖÖ 1 Comments

Hikaye sağlam ve etkileyici bir girişle adeta soluğumu kesse de daha sonra neden bilmiyorum bu dizide sanki bir noktadan sonra bütün sihir  -benim için- uçup gitti. Özellikle Lee Jong-Suk'ın çıkardığı işleri genellikle başarılı bulmama rağmen başlangıçtaki sürükleyici havanın devam etmeyişi ve kadın karakterin içi boş rolü yüzünden hayal kırıklığı yaşadım. Sanırım karakterize edilen zengin şirket sahibi profilinden iyiden iyiye sıkılmam da cabası oldu Oysa bu seri ilginç senaryosuyla  sabırsızlıkla beklediğim işlerden biriydi. Ancak yorumlarım ban özel ve o anki ruh halimlede ilgili. Lütfen siz göz atmadan geçmeyin:) Gelelim konuya: W - İki Dünya'da olaylar iki ayrı zaman diliminde geçiyor. Bu iki dünyadan biri hem basılan hem de webtoon (daha bilinen adı ile internet üzerinden yayınlanan çizgi roman) üzerinde kurgusal olarak çizerinin ellerinde yaratılmıştır.


18 yaşında olimpiyatlarda altın madalya kazanmış eski bir tabancalı ok atış sporcusu Kang-Chul (Lee Jong-Suk) bu başarısının ardından sadece bir yıl sonra olay yerinde parmak izleriyle bulunan atış tabancasının 1. derece delil kabul edildiği cinayette ailesini öldürmekle suçlanır ve hüküm giyer. Birkaç yıl sonra (nasıl oldu bilinmez) başarılı ve multi milyarder bir şirket yöneticisi olarak boy göstermekte ve büyük beğeni toplamaktadır. Ancak tüm bu başarı ve uğraşın arkasında kendini ailesini hayatından koparıp kendini de cinayetten sorumlu konumuna sürükleyen asıl katili bulmaya adamıştır.  Günümüz Seoul'ünde  asistan doktor Oh Yeon-Joo ünü bütün ülkeye yayılan W çizgi romanının webtoon çizeri babasıyla yaşamaktadır. Son günlerde babasının tuhaf davranışlarına pek anlam veremez ve kısa bir süre önce öğrenir ki çok sevilen baş karakterini öldürme kararı vermiştir. Ofisine uğradığı akşam bakışları gayrı ihtiyari çizim tabletindeki görselde kanlar içinde yerde yatan adama takılır ve daha ne olduğunu anlayamadan kendini bir binanın çatı katında aynı biçimde kalmış bir adamın yanında bulur. Kurtarmak için elinden geleni yapar ve ambülansa alınışını izlerken hala nasıl oraya geldiği hakkında hiçbir fikri olmadığını farkına varır...


Keyifsiz bir anıma geldiği ve benim beklentilerimi karşılamadığı için bana hayal kırıklığı yaşatsa da pekçok kore dizisi dever için  konuyu sonuna kadar anlatıp tadını kaçırmak istemiyorum.

One More Happy Ending (2016)

12/12/2016 03:32:00 ÖÖ 0 Comments

Bu ara denize olta atıp kazara en kıyak balığı yakalayan balıkçı gibiyim. Yıldız oyuncularla dolu 2016 yapımı bu diziyi nasıl olup da gözümden kaçırmışım bilmiyorum. Aşağıdaki kapak resmi, nedenlerden biri olabilir. Oysa hikayenin Her bölümünü keyifle bazende hüzünle izledim. Gelelim konusuna:

Han Mi-Mo (Jang Na-Ra), Baek Da-Jung (Yoo Da-In), Go Dong-Mi (Yoo In-Na) and Hong Ae-Ran (Seo In-Young) eski idol grubu “Angels”ın üyesi, şimdilerde her biri hayatına farklı yönlerde devam eden ve halen görüşen 30'lu yaşlarını yarılamış dört hanımefendidir. Han Mi-Mo gönülsüz bir boşanma sonrası "yeniden evlilik" adı altında danışmanlık yapan bir firma kurmuş Baek Da-Jung ile birlikte çalışmaktadır. O ve şimdilerde bir ilkokulda öğretmenlik yapan Go Dong-Mi özel yaşamalarında mutluluğu bulup hayallerinin aşkıyla karşılaşma beklentisindedirler. Baek Da-Jung ise ideal bir evliliğe sahip gibi görünse de kocasının boşanma ısrarlarından yorgun bir çocuklu bir kadındır. Hong Ae-Ran ise internet üzerinden satış sektöründedir. Mükemmel şekilde devam eden ama kendisine heyecan hissettirmeyen bir ilişkiyi evliliğe taşımak üzeredir.

Song Soo-Hyuk (Jung Kyoung-Ho) gazetecilik yapan bekar bir babadır. Haber peşinde koşarken Han Mi-Mo ile tatsız bir karşılaşma yaşarlar. Ardından kadının magazin işinde izlediği Angel grubunun ünü devam eden tek üyesiyle bağlantısı olduğunu fark eder. Aşk üçgeninde görünüşe göre Han Mi-Mo kaybeden taraftır. Okyanus kıyısında makalesini tamamlamak için bir kafede oturur. Okumaya odaklanırken pencereden az önceki olayda kalbi kırık ayrılan Han Mi-Mo'nun sulara doğru gittiğini görür. Bariz bir intihar girişimi zannedip durumu engellemek için koşturur. Ancak sonunda yüzme bilmediği için neredeyse boğulaccakken kadın tarafından kurtarılan kendisidir. Aynı sitede karşılıklı komşu olduklarını fark edip şaşırırlar. Düşünceli adam restorandaki sözlerinden aç olduğu sonucuna varıp ona birşeyler hazırlar. Kadın ikramı kabul etmekle kalmaz birşeyler içmeyi teklif eder. Şişenin dibini bulurken ilkokulda bibirlerinden hoşlanmayan okul arkadaşları olduklarını keşfederler. Kafaları iyice güzelleşmiştir. Soluğu evlendirme dairesinde alırlar. Ertesi gün yaptıkları hatanın farkına varsalar da iş işten geçmiş gibidir. Neyseki Song Soo-Hyuk'un şahitlik için gelen doktor arkadaşı durumun anormalliğini fark edip onayın bekletilmesini istemiştir. Böylece kazara evliliikten kıl payı kurtulurlar.

Song Soo-Hyuk rölünü canlandıran oyuncu Jung Kyoung-Ho

Gelgelelim yollarının sık sık kesişmesi kaçınılmazdır. Han Mi-Mo hastanelik olunca onunla ilgilenen doktor arkadaşı Song Soo-Hyuk'u arayıp haber verir. Bu arada Han Mi-Mo kurtarıcısı oluveren yakışıklı doktora abayı yakmıştır. Çekinmeden bunu dile getirir ama beklediği yanıtı alamayınca biraz hayal kırıklığına uğrar. Oysa adam ikilinin başlarından geçen sarhoşluk evlilliğini de bildiği için arkadaşının duygularından emin olmak istemiştir. Song Soo-Hyu yeşeren hislerini ya farkında değildir ya da tamamen aptallığından aralarında birşey olmadığını anlatır. Böylece doktor sonraki adımı atar. Ancak durum gün be gün ikiili için karmaşık bir hal alır.


Editör Yorumu: Başrol Jang Na Ra hoş bir hanımefendi olsa da oyunculuğunu pek sevdiğimi söyleyemem. Ama bu dizi kesinlikle en iyi rollerinden biri.


11 Aralık 2016 Pazar

The Doctors (2016)

12/11/2016 09:08:00 ÖS 0 Comments
 
Korelilerin sevdiği temalardan biri olsa gerek tıp. Sanırım aynı içerikte izlediğim beşinci seri ve ve halen izlemediğim 6-7 tane daha var. Konu pek çekici değil ve ben de bir çok dizisini izlememe karşın kendimi Park Shin Hye'nin oyunculuğuna o kadar da hayran hissetmiyorum. Elimin altında hızlı bir net varken seçenekler arasında en iyilerden biri gibi durduğu için edinmeyi tercih etmiştim ve geriye dönüp baktığımda izleyeli üzerinden pek fazla bir zaman geçmemesine rağmen konuyu neredeyse tümüyle unutmuşum. Yani öyle yana yakıla mutlaka izlemelisin denilebilecek bir yapım değil. 
 
 
Olaylar vasat bir öğrenci modunda liseye devam eden  Yoo Hye Jung, dairelerinde kalan ve okulda da öğretmeni olan Hong Ji-Hong ve doktor bir aileden gelen varlıklı kızımız Jin Seo-Woo arasında şekillenmeye başlıyor. Ancak öğretmene duydukları aşk nedeniyle henüz yeşeren arkadaşlıkları bozulur. Bir süre sonra Yoo Hye Jung ameliyatta büyükannesini yitirince hem ihmal ve hata  olduğuna inandığı ölümün hesabını sormak hem de aslında bir nedenle doktorluğu bırakıp öğretmenliği seçmiş gözüken Hong Ji-Hong gibi ihtiyaç duyan insanları kurtarabilmek düşüncesiyle geleceği hakkında karar verir. Birkaç yıl sonra hastane koridorlarında beyaz önlüğüyle arzı endam etmekte ve alanında edindiği parlak kariyerin keyfini sürmektedir. Şimdilerde yine okuldan arkadaşı Chun Soon-Hee ile aynı evi paylaşmaktadır. Göreve başladığı yer elbette Jin Seo-Woo'nun da yer aldığı ve babasını da idareci konumunda gördüğümüz hastanedir. Eski okul hocası şimdilerde bir diğer parlak kariyer sahibi karizmatik doktorumuz Jin Seo-Woo'un mekana teşrif edince olaylar kaçınılmaz biçimde iki kadın arasında rekabet yaratır. (Doktor Stranger'ı hatırlayarak söyleyebilirim ki konu için seçilen olaylar çok vasattı. Bir de Yoo Hye Jung'un yüz felci geçiren cazgır üvey annesinin edepsiz tavırlarına ek genel anlamda karakterlerde hiç minnet ya da hatadan ötürü özür dileme anlayışı da yoktu. Bu gerçekten kore kültüründe varolan bir durumsa katlanmak zorunda kalanların vay haline!)
 

Dizide dikkat çeken iki oyuncu var. İlki Queen Seon Deok, Pinocchio, The Time We Were Not In Love gibi dizilerde oyunculuğuyla dikkatimi çeken ve her yapımla çıtayı biraz daha yükselten Yoon Gyun-Sang. Diğeri burada cameo yani bölüm oyuncusu olarak yer alan ve çocuklarının hastalığı karşısında maddi yetersizliğin çaresizleştirdiği bir babayı canlandıran Namkoong Min. Kendisine The Girl Who Sees Smells, Can You Hear My Heart gibi serilerden aşinaydım. Kanımca The Girl Who Sees Smells'deki rolüyle harika bir iş çıkarmıştı. Artık başrollerin aranan yıldız oyuncularından biri.
 
Kalp Atışı
Yıl 2017 ve ekranlarımızda her geçen gün daha fazla koreden dizi uyarlaması görüyoruz. Bu yapımın bizdeki versiyonu Kalp Atışı adı ile yayınlanmaya başladı. Senaryo örgüsünü daha özgün ve iyi bulduğumdan takip ediyordum. Ancak sonra her zaman ki gibi işin suyunu çıkaralım dedi sanırım tepedekiler. Ardından galiba reytingler dibe vurmaya başlayınca bizim kanalllarımızda sıkça görüldüğü üzere terbiyesizliğe yeni bir halka ekleyip önce yayin gününü değiştirdiler. Yayın gününü bulmak 3 hafta sonrasına denk gelmişti. Derken ardından da dizi birden bitiverdi. Bu yüzden izleyiciyi insan yerine koymayan Show Tv'ye biraz iş ahlakı öğrenmeye davet edip yazıklar olsun diyorum!!!

10 Aralık 2016 Cumartesi

Love Rain (2012)

12/10/2016 09:38:00 ÖS 0 Comments

"Aşk asla özür dilemek zorunda olmamaktır." sözleriyle gönümde taht kuran Love Rain'de öncesinde izlediğim diğer dizi ya da filmlerinde pek de sevmediğim oyuncu Jang Geun Suk bu seride iki ayrı karakteri Seo In Ha ve onun oğlu Seo Joon'u canlandırırken hakkındaki düşüncelerimi yıktı ve beni kendine hayran bıraktı. (Bu diziyi ilk izlediğimde nedense hiç sevmemiş ve 2. bölümde yarım bırakmıştım. Genellikle dönem filmlerinde 1970'lerden pek hoşlanmam. Ancak vintage havası ve yağmur teması bu diziye romantik, hoş bir hava katmış.) Kadın karaterimiz olarak Kim Yoon Hee ve  kızı Jung Ha Na rolünü canlandıran Im Yoon Ah'ı ise daha önce izlememiştim. Genel kanım ikilininn güzel bir kimya yakalamış oldukları yönünde. Seri şu ana dek izlediğim onlarca diziden sonra 20'ye ulaşmayan en iyiler klasörümdeki yerini aldı ki bana göre oraya girmek kolay değildir:) Özellikle uzun tutulmuş şeklinde kimi yorumlarda dile getirilen ilk neslin yer aldığı ilk bölümlerdeki 1970'lerin nostaljik havasını ve dönemi yansıtan müziklerini dinlerken ayrı bir keyif aldım. Gelelim konusuna:

Hikaye kolejde ev ekonomisi öğrencisi olarak eğitimi alan Kim Yoon He ve O'nu ilk görüşten itibaren derin bir aşla seven resim bölümü öğrencisi utangaç ve sakin karakterimiz Seo In Ha çevresinde şekillenmeye başlıyor ve O devrin sevgileri daha yoğun ve masumdur şekilde çiziliyor. In Ha, iki sıkı arkadaşı tıp öğrencisi Lee Dhong wook ve Kim Chang-mo ile kurdukları müzik grubunun da söz yazarıdır. Kader çiftimiz için yağmurlu günleri seçer ve biraraya geldikleri bu anlar ikisi için de unutulmaz olarak kalır. İlk karşılaşmalarında sadece bakışlar vardır. Sonra sözcükler klasik bir çarpışma ve yere dökülen eşyaları toplama  eşliğinde gelişir. Ayrıldıktan hemen sonra Seo In Ha kızın geride günlüğünü unuttuğunu fark eder. Böylece içindekileri okurken sevdiği kızın hoşlandığı şeyler hakkında ufak ip uçları elde eder. Tuallerindeki yağlı boya resimlerde konu Kim Yoon He'dir. Ancak bir süre sonra Seo In Ha en yakın arkadaşının da benzer hisler beslediğini anlayınca duygularını kıza açmaktan kaçınır. Bu süreçte Kim Yoon He da Lee Dhong wook'a bu gerçeği belli etmez ya da onu reddetmez. Bu arada Seo In Ha arkadaş grubundaki Bheak Hye-jung tarafından karşılıkız şekilde sevilmektedir. Devrin popüler filmi Love Story için yaptığı çıkma teklifi kız tarafından hevesle kabul edilse de arkadaşı Lee Dhong wook'nın hislerini fark eden In Ha bir bahane yaratarak bu buluşmanın gerçekleşmesine izin vermez. Devir yasaklar devridir ve politik olaylar da meydana gelmektedir. Özellikle mesaj veren şarkılar sorun yaratmaktadır. Katıldıkları yarışma böyle bir nedenle basılır ve In Ha tutuklanır. Yağmura sık yakalanmaktan olsa gerek kızımız da ince hastalığa yakalanır ve köyüne dönmek zorunda kalır. (Tam Yeşilçam Havası:) Her an bir kenardan Ediz Hun ve Hülya Koçyiğit çıkacak gibi gelmişti.)  Hapis sürecinden yırtmak için zorunlu askerliği seçen İn ha ve tedavi amacıyla Amerika'ya giden Kim Yoon He'nın yolları böylece ayrılır.


Japonya'nın Sappooro kentinde iki genç birbirlerinden henüz habersiz şehrin karmaşasında koşuşturuken Jun Ha na alelacele çıkmıştır ki telefonunu unuttuğunu fark eder. Her nasılsa telefonu hatırı sayılır ünü ve karizmasının yanı sıra fazlasıyla ukala ve bencil bir kişilikteki fotoğrafçı Seo Jun'un cebinde kalır. Ancak birbirini izleyen günlerde çıkan aksiliklere rağmen ikili eninde sonunda biraraya gelse de Ha Na telefonunu geri almayı başaramaz. Görünüşe göre acele işi yüzünden gitmiş gözüken Jun'u otel girişinde uzun süre bekler. Sonra aklına bir fikir gelir. Telefonunu çaldırırken odaların kapısını birer birer dinler ve en sonunda tam da doğru odayı bulmuşken kolunda bir hatunla dönen Seo Jun'a yakalanır. Dahası özel hayata saygıyı hiçe sayarcasına telefonunu karıştırmış gözüken Seo Jun doğan güneşle birlikte yağan karı çektiği kısa bir videoyu keşfetmiş ve ancak kendisini oraya götürmesi karşılığında istediğini alabileceğini eklemiştir. (İtiraf etmeliyim ki oyuncu fotograf makinesiyle bir karizma abidesiydi.) Fotograf kareleri biribirini izlerken daha az önce giydiği kıyafetleri stil yoksunu ve pejmurde bulan ukala Seo Jun,  güneşle birlikte yağan karın mükemmel manzarasına dahil olduğunda Ha na'nın birkaç pozunu belli etmeden  çeker. Tüm yolculuk süresince stil sahibi nayif beyimizim arz-ı endam için seçtiği ince giysilerse sabahın 4'ü için yersizdir. Bü yüzden hayli zor anlar yaşar. Arabalarının da stop etmesiyle iyiden iyiye donacak gibi gözükünce idareyi ele alan Jun Ha Na O'nu şehrin halka açık sıcak su banyolarından birine götürür. Döndüklerinde suya düştüğü için bozulan telefonu tüm umutlarını sona erdirir. Şehre geliş nedenlerinden biri kısa süre önce annesinin ilk aşkına dair birçok şeyi yazdığı eski günlüğünü okuması ve şimdilerde yaptığı çalışmalarla ünlenmiş bir profesör olan So In Ha ile buluşmaktır. Arzu ettiği bu randevu gerçekleşirse profesörden  yeniden nükseden hastalığının pençesindeki annesini ziyaret etmesini istemeyi ummuştur.


Hana, sokakta dağıtılan el ilanlarında kendi resmini görene kadar Sapooro sayfasını ve Jun'un yarattığı tüm kötü hatıraları unutmuştur. Önce aldırmamayı düşünse de kendisinin onay vermediği halde fotograflarının kullanmasının hesabını sormaya karar verir. Soluğu adamın stüdyosunda, fotograf çekimin ortasında, alır. Ancak karşısındaki yaptığını kabul etse de fotograf basımının  onayı dahilinde gerçekleşmediğini belirtip, dahası belki para alırım umuduyla geldiğini söyleyen tam bir zeytinyağı vakasıdır. Genç kadın yapılan itama iyiden iyiye köpürür ve mekanı terk eder. Bu arada sözleşme kapsamında çalışma yürütülen firma el ilanlarındaki mankenle bir dizi yeni çekim talep eder. Görünüşe göre anlaşması tehlikeye düşen Jun, Ha Na'ı ikna etmek için peşinden gider. Genç kadın durumun ciddiyetini öğrenince teklifi iyi niyetle kabul etse bile bu adamın en ufak bir minnettarlık göstergesi sunmasını sağlamaz.

Devam Edecek...