Bu harika dizi iki güzide başrol oyucusu, çekimlerindeki şiirsel ton ve hüzünlü şarkısıyla beni alıp götüren; uzun süre izlele listemde tekrar dönüp baktıklarımdan biri olarak gönlümde ve arşimde yer alıyor.
Zengin bir ailenin şoförü olarak işe başlayan babası ve küçük kız kardeşi ile birlikte lise öğrencisi Han Yi-soo (Yeon Joon-seok) büyük evin müştemilatı sayılabilecek yere de taşınır. Çok geçmeden yeni okuluna ve çevresine adapte olan delikanlı daha okulun ilk günü Jo Hae-woo (Kyung Soo-jin) ile karşılaşır ve kaçınılmaz şekilde güzel kızdan etkilenir. Zengin ailelere mensup çocukların ağırlıkta olduğu okulun belalı tipi gibi görünen Oh Joon-young (Noh Young-hak) ise aslında sadece Jo Hae-Woo'u incitenlere karşı büyük bir öfke duymaktadır. Kısa süre sonra arkadaş olurlar. (Ana karakterlerin gençliğini oynayan bu genç oyuncular bence kesinlikle gelecek vaadediyor. Hatta Kyung Soo-jin şimdilerde başka dizilerde yer alıyor.)
Babasının şoförlüğünü yaptığı ailenin tek kızı olan Jo Hae-woo ise küçük mutlu dünyaya sahip gibi görünse de hayatı tam bir kaos içindedir. Adı bir tv sunucusu ile skandala karışan babası ve annesinin evliliği, annesinin evi terk etmesiyle sona erer. Tüm bu acının ortasında Yi Soon'un her zaman kendisine destek olan dingin varlığıyla teselli bulur. Ancak babasının dengesiz hatta anormal sayılabilecek tavırları arkadaşlıklarını zora sokar. Tüm bunların üstüne babası alkollü araba kullanırken birinin ölümüne neden olunca hayatı yine kararır. Üstelik oğlunun geleceği için Yi Soon'un babası suçu üstlenmek durumunda kalır. (Olaylar aslında çok daha karmaşık ama daha fazla ayrıntı verip serinin tadını kaçırmak istemiyorum) Ancak çok geçmeden o da bir vur kaç olayı ile hayatını kaybeder. Tüm bu esrarın gerisinde babasının ölümü ve daha birçok karanlık olayın yattığını öğrenen Yi Soon ise polise başvurarak, görgü tanığı arayarak vs. babasını aklamaya uğraşır. Gerçeği kendi cabalarıyla aydınlatmaya çalışırken aynı karanlık kişilerin oyunu sonucu ağır bir trafik kazası geçirir. Hatta cesedi bulunamaz bile. Kazanın niteliği, var olan kan ve eşya parçaları dolayısıyla ölü kabul edilir.
Bundan sonra hikaye günümüze odaklanarak devam eder. Jo Hae-woo (Son Ye-jin) ile Oh Joon-Young'un (Ha Seok-jin) düğün töreni için hazırlık yapılmaktadır. Bu noktada kareye giren Yi Soon (Kim Nam gil) ise sadece bir anlığına gördüğü Jo Hae-woo'la karşılıklı bakıştıklarında her ikisi için de anlık bir şaşkınlık yaşanır. Yi Soon, eli ayağı titrese de uzaklaşırken "Devam et, her şey çoktan hazırlandı..." diye kendine telkin ederek adeta bambaşka bir kimliğe bürünür. Gelin odasından çıkan Jo Hae-woo ise aşağıda merdivenlerin sonunda O'nu bir kez daha görür. Ancak artık o bakışlarda soğuk, hesapçı ve alaycı bir gülümseme vardır. Zaten genç kadın da gördüğü o kişide anlık bir "benzeyişe" kapıldığını düşünür. Tüm o düğün hengamesinde yorulmuş ve yine de kafası karışmıştır. Bir ara kutlama alanından kaçıp kafa dinlemek için otelin balkonuna gider. Derken o garip yabancıyı bir kez daha orada görür. Karşılıklı sadece birkaç kelime olur aralarında. Ama cümleler ona Yi Soon'u söylediği aynı cümleleri anımsatır. Kafası yine karışır. Bu sırada eşi O'nu almak üzere balkona gelir. Kısa bir selamlaşma sonrası ayrılırlar.
Dizi müziklerinin şarkı sözleri içinTıklayın
Babasının şoförlüğünü yaptığı ailenin tek kızı olan Jo Hae-woo ise küçük mutlu dünyaya sahip gibi görünse de hayatı tam bir kaos içindedir. Adı bir tv sunucusu ile skandala karışan babası ve annesinin evliliği, annesinin evi terk etmesiyle sona erer. Tüm bu acının ortasında Yi Soon'un her zaman kendisine destek olan dingin varlığıyla teselli bulur. Ancak babasının dengesiz hatta anormal sayılabilecek tavırları arkadaşlıklarını zora sokar. Tüm bunların üstüne babası alkollü araba kullanırken birinin ölümüne neden olunca hayatı yine kararır. Üstelik oğlunun geleceği için Yi Soon'un babası suçu üstlenmek durumunda kalır. (Olaylar aslında çok daha karmaşık ama daha fazla ayrıntı verip serinin tadını kaçırmak istemiyorum) Ancak çok geçmeden o da bir vur kaç olayı ile hayatını kaybeder. Tüm bu esrarın gerisinde babasının ölümü ve daha birçok karanlık olayın yattığını öğrenen Yi Soon ise polise başvurarak, görgü tanığı arayarak vs. babasını aklamaya uğraşır. Gerçeği kendi cabalarıyla aydınlatmaya çalışırken aynı karanlık kişilerin oyunu sonucu ağır bir trafik kazası geçirir. Hatta cesedi bulunamaz bile. Kazanın niteliği, var olan kan ve eşya parçaları dolayısıyla ölü kabul edilir.
Bundan sonra hikaye günümüze odaklanarak devam eder. Jo Hae-woo (Son Ye-jin) ile Oh Joon-Young'un (Ha Seok-jin) düğün töreni için hazırlık yapılmaktadır. Bu noktada kareye giren Yi Soon (Kim Nam gil) ise sadece bir anlığına gördüğü Jo Hae-woo'la karşılıklı bakıştıklarında her ikisi için de anlık bir şaşkınlık yaşanır. Yi Soon, eli ayağı titrese de uzaklaşırken "Devam et, her şey çoktan hazırlandı..." diye kendine telkin ederek adeta bambaşka bir kimliğe bürünür. Gelin odasından çıkan Jo Hae-woo ise aşağıda merdivenlerin sonunda O'nu bir kez daha görür. Ancak artık o bakışlarda soğuk, hesapçı ve alaycı bir gülümseme vardır. Zaten genç kadın da gördüğü o kişide anlık bir "benzeyişe" kapıldığını düşünür. Tüm o düğün hengamesinde yorulmuş ve yine de kafası karışmıştır. Bir ara kutlama alanından kaçıp kafa dinlemek için otelin balkonuna gider. Derken o garip yabancıyı bir kez daha orada görür. Karşılıklı sadece birkaç kelime olur aralarında. Ama cümleler ona Yi Soon'u söylediği aynı cümleleri anımsatır. Kafası yine karışır. Bu sırada eşi O'nu almak üzere balkona gelir. Kısa bir selamlaşma sonrası ayrılırlar.
Dizi müziklerinin şarkı sözleri içinTıklayın
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder